Son olarak Münir Özkul ile Aydın Boysan'ın da hayata veda ettiklerini duyunca, yakın geçmişte kaybettiğimiz değerli ve dost insanları yeniden andım. Bu cep telefonu çıktığından beri numaralarını kaydettiğimiz dostlar aramızdan ayrılsalar da, telefonun hafızasında sizinle birlikte yaşıyorlar. Yaşar Kemal, Yılmaz Çetiner, Hasan Pulur, Levent Kırca, Eser Tümen gibi sevdiklerim ben yaşadıkça, telefonumun belleğinde de yaşayacaklar.
Hababam Sınıfı
Aslında bir nevi "Hababam Sınıfı" değil mi, yaşadığımız dünya da? Her zaman mutlaka bir Mahmut Hocamız yok mudur güvendiğimiz? Ve Kemal Sunal'ın canlandırdığı afacan delikanlıları her zaman Mahmut Hocalar korumaz mı? Adile Naşit'in saçtığı sevgi ve hoşgörü rüzgârları, hepimizi etkilemez mi? Gözlerimiz gerçek hayatta da Şener Şen'leri, İlyas Salman'ları aramaz mı?
Sessiz Gemi'nin yolcuları
Sevdiklerim, arkadaşlarım, güvendiğim dostlarım aramızdan ayrılınca, teselliyi Yahya Kemal'in "Sessiz Gemi"sinde bulmaya çalışırım. Çünkü şair sessiz gemiyle gidenlerin bu yolculuktan memnun oldukları için geri dönmediklerini şöyle şiirleştirmiştir...
"... Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden."
Ancak Cahit Sıtkı'nın "Ölümden Sonra"sına takılırsanız, "Gidenler"in geri dönmemelerine daha farklı gözle bakarsınız...
Ölümden sonra
"Öldük, ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.
...........
Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok;
Yok bizi arayan, soran kimsemiz.
Öylesine karanlık ki gecemiz, Ha olmuş ha olmamış penceremiz;
Akarsuda aksimizden eser yok."
Münir Özkul'a da, Aydın Boysan'a da rahmet diliyorum.