Amerika Amerika olalı böyle bir sorumsuzluk ve saygısızlık görmemiştir. Amerika'nın Başkanı Trump'ın tweetleri, dünyanın çeşitli ülkelerinin istikrarını, egemenliğini hiçe sayan ifadelerle dolu olarak sürmekte... Demek ki bir adamın halk tarafından seçilmesi, onun bu göreve uygun olduğunun kanıtı değilmiş. Demek Amerikan kamuoyundaki "Trump bu görevi sonuna kadar sürdüremez" kuşkusu haksız değilmiş.
Trump son olarak Twitter hesabında "İran halkı nihayet vahşi ve yoz İran rejimine karşı harekete geçti. Başkan Obama'nın çok aptalca onlara verdiği para, teröre ve onların ceplerine gitti. İnsanların yemeği az, enflasyonu çok, insan hakları ise yok. ABD izliyor" ifadelerini kullandı.
Herkese bulaşıyor
Donald Trump, Pakistan'a ilişkin yeni yılın ilk mesajında ise ABD'nin son 15 yılda "aptalca" 33 milyar dolar yardım gönderdiğini fakat hiçbir dönüş alamadığını söyleyerek "Afganistan'da peşinde olduğumuz teröristlere güvenli liman sağlıyorlar. Artık yardım falan yok" diye yazmıştı. Trump daha önce de Kuzey Kore lideri Kim Jong-un için aşağılayıcı ifadeler kullanarak mesajlar yazmış ve adeta nükleer savaşı davet etmişti... Trump'ın ayaktaşı Netanyahu da "İran halkının özgürlük arayışında başarılar dilerim. İran'da rejim düştüğünde İranlılar ve İsrailliler yeniden arkadaş olacak" diye görüş açıklamıştı.
Zaten sabıkalı
İran'ın ya da Pakistan'ın sorunlarının çözümü ve bu ülkelerin hem demokratik hem de istikrarlı rejimlere sahip olmaları, tüm dünya ülkelerinin öncelikle gözetmesi gereken hedeflerdir. Ama ABD gibi bir ülkenin İran'da veya Venezüella'da sokak ayaklanmalarını kışkırtması akla ve uluslararası ilişkilerin temel ilkelerine sığan bir durum değildir. Zaten dünya ülkelerinde sahnelenen CIA darbeleri ile problemli ve sabıkalı bir geçmişe sahip olan ABD diplomasisi, şimdi de ölçüsü kaçmış başkan mesajları ile yeni bir problemli döneme girmektedir.
Diplomatik nezaket
Aklı başında liderler tarafından yönetilen ülkelerin İran'a bakış açıları ABD'ninkinden çok farklıdır. Örneğin İran'daki kanlı ayaklanmanın bir an önce bitirilmesini isteyen Rusya Dışişleri Bakanlığı da Çin de, dış müdahalenin kabul edilemeyeceğini vurgularlarken "Ülkedeki durumu istikrarsızlaştırabilecek dış müdahaleleri reddediyoruz" ifadeleri kullanıldı...
Türkiye'nin tutumu
Bu konuda Türk Dışişleri Bakanlığı'nın açıklanan görüşü de, akıl ve nezaket çizgisinde. Şu cümleler, Trump'a ders olacak nitelikte değil mi?
"Türkiye, dost ve kardeş İran'ın toplumsal huzur ve istikrarının korunmasına büyük önem atfetmektedir. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Ruhani'nin halkın barışçıl gösteri yapmaya hakkı olduğu, ancak kanunların çiğnenmemesi ve kamu malına zarar verilmemesi gerektiği yolundaki açıklaması dikkate alınarak şiddetten kaçınılması ve provokasyonlara kapılınmaması lazım geldiğine inanıyoruz."