Zimbabve'de ordunun darbe yaptığını ve Cumhurbaşkanı Mugabe ile eşinin bilinmeyen bir yerde gözetim altına alındığını haberlerde duyunca, geçmiş günlere döndüm zihnimde...
Biz de öyleydik
Önce Türkiye'mizin de darbeler ülkesi olduğu günleri hatırladım... 12 Eylül 1980 sabahı radyolar ve televizyonlar, ordunun yönetime el koyduğunu ve Başbakan Demirel ile CHP Genel Başkanı Ecevit'in eşleri ile birlikte askeri bir kampta gözetim altına alındıkları haberlerini veriyorlardı. O kampın telefon numarasına ulaşmayı başardım ve çevirdim numarayı. Karşıma çıkan kişiye "Beni hemen Süleyman Demirel'e bağlayın" dedim. Bir dakika sonra telefonda Demirel vardı... Ona kendimi tanıttıktan sonra nasıl olduklarını, bir acil ihtiyaçları olup olmadığını sordum. Sonra "Herhalde artık Bülent Bey'le görüşüyorsunuzdur" dedim. Demirel güldü ve "Sadece aynı denize bakıyoruz" dedi... Darbe bile onların barışmalarını sağlayamamıştı.
Eski adı Rodezya'ydı
Zimbabve'ye gelince... Yıllar önce Zimbabve'nin adı Rodezya'yken oradaydım. İngiliz sömürgeci Cecil Rhodes'ın adı, ülkenin de adı olmuştu. Beyaz Başbakan İan Smith, ülkenin yönetimine siyahları katmıyordu. İngiltere Kraliçesi'nin adının verildiği Victoria Şelalesi'ne akan Zambezi Nehri'nin üzerindeki bir salda sabah kahvaltısı yaparken, ülke nüfusunun yüzde 90'ını oluşturan siyah derililerin en az yarısının AIDS hastalığına aday olduklarını öğrenmiştim. Başkent Harare'de ve çiftliklerde yaşayan beyaz Rodezyalılar ise, adeta gurbetteki bir küçük İngiltere'de yaşamlarını sürdürüyorlardı.
Mugabe ve Zimbabve
Rodezya 1987'de Zimbabve oldu... Şimdi 93 yaşında olan Robert Mugabe, Cumhurbaşkanı oldu ve beyazların mallarına mülklerine el koydu, onları ülkeden kovdu. Ancak 93 yaşında olmasına rağmen iktidarı elinden bırakmaması ve rakiplerine karşı sert yöntemler uygulaması yüzünden, dün darbeye hedef oldu. Darbe ertesinde Güney Afrika Cumhurbaşkanı Jacob Zuma "Mugabe ile telefonda konuştum, iyiymiş" demiş.
Darbenin nedenini ise Mugabe hakkında Ekşi Sözlük'teki yorumlar açıklayabilir...
Mugabe ve yönetimi
"Özellikle direnişte aktif rol alanlar için Mugabe elbette direnişin önde gelen liderlerinden biri olduğu için saygı görmektedir. Zimbabwe'nin yüksek eğitim düzeyinde siyasetlerinin önemli payı vardır. Tüm bunlara rağmen Mugabe'nin ünü kirlenmiştir ve bunun tek sebebi beyazların topraklarını alması değildir. Örnek olarak sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına getirilen kısıtlamalar ve birtakım polisiye takip ve engelleme sistemleri yahut işkenceye uğradıkları iddiasıyla Güney Afrika'ya sığınan mülteciler gösterilebilir. Yani evet kendisi belki özgürlük savaşçısıdır. Ancak iç ve dış etkenler nedeniyle Zimbabve halkı tam özgür olamamıştır."
Durumun özetini ise şöyle yapabiliriz. Ülkenin kurtuluşuna ve bağımsızlığına damga vuran isimler için önemli olan, bir darbeye hedef olmadan eceli ile ölmektir.