İlk kez helikoptere binen Temel yerden 1000 metre yüksekteyken pilotu "Şu tepedeki pervaneyi durdur, hava zaten çok soğuk" diye uyarmış ya.
Türkiye'deki bazı beyinler için de dünyada olup bitenler bugün başlamaz mı? İlk kez helikoptere binen Temel gibi izlerler dünyada olup bitenleri. Mesela Cezayir'deki katliamları yapan sömürgeci Fransa'nın yanında yer aldığımız için, Cezayirlilerden devlet olarak özür dilediğimizi hatırlamanın bunlar için bir anlamı yoktur...
Yalnız mıyız?
Bunlara göre şimdi dünyada yapayalnızız... Cumhurbaşkanı Erdoğan dünyadaki haksızlıkları kınamasaydı, Birleşmiş Milletler'de "Dünya beşten büyüktür" demeseydi yalnız kalır mıydık? Ya da Türkiye'nin yönetimini atanmışlardan alıp seçilmişlere aktarmak için, darbelere karşı çıkmasaydı... O zaman ne yapmamız gerekiyor? Gazze'de İsrail'i haklı bulacağız, Sisi darbesine alkış tutacağız, "Amerika iyi ki PYD/PKK'yı silahlandırıyor" diyeceğiz ve Türkiye'nin yönetimini de FETÖ'ye ve ona bağlı derin devlet kadrolarına teslim edeceğiz.
Ne yapmalıyız?
Bunları yapabilseydik yalnız kalır mıydık? Olsa olsa ileride Mısır'dan, Filistin'den ve kendi halkımızdan özür dilerdik. Böylece mesele hallolurdu. Yalnız kalmazdık... ABD de, Almanya da bizi çok severlerdi. Bilirlerdi ki Türkiye'yi yönetenler bir gün yanılıp "Bağımsızlık" falan dedikleri takdirde "Bizim çocuklar" ya da FETÖ'cü subaylar hemen bir darbe tezgâhlarlardı.
Ölmek ve yaşamak
Yaşamak ile ölmek arasındaki farkı bildiğiniz zaman dünyadaki gelişmeleri sade çıkarlarınız açısından değil, insan olmanın gerekleri bakımından da izliyorsunuz. Bir savaş romanında bir küçük kız silahıyla kendisini hedef alan askere "Ölürken insanın canı yanar mı" diye soruyordu. Askerin cevabı ise kızın sorusundan daha acıydı. Asker bu soruya "Evet, ölürken insanın canı yanar ama yaşamak daha can yakıcıdır" diye cevap veriyordu.
Ölüm sonrası hayat
New York Üniversitesi'nin Langone Tıp Fakültesi araştırmacıları, ölenlerin beyinlerinin bir süre daha çalıştığını saptamışlar. Mesela doktor yakınınıza "Hastayı maalesef kaybettik" derken, ölü kişi bunu duyarmış. Kriz geçirip kalbi duranlar ve sonra yeniden hayata dönenler ise, eskisine göre daha merhametli ve verici olurlarmış. "Yalnız kaldık. Biz ABD olmadan nasıl yaşarız" diye kendi ülkelerini yerden yere vuranlara da, Ernest Hemingway'in yaşamak ve ölmek arasındaki farkı nasıl tanımladığını hatırlatalım...
- Sonunda herkes ölür... Ölenlerin nasıl yaşadıklarına ve ne şekilde öldüklerine bakarak farkı bulursunuz.