Çin Komünist Partisi'nin 19'uncu Büyük Kongresi şu andaki Devlet Başkanı ve Merkez Komitesi'nin Genel Sekreteri Xi Jinping'in, Mao'nun sahip olduğu sıfatlara ve yetkilere sahip kılınması için gereken kararları alacağı anlaşılıyor. Bu gelişme siyasetin inkâr edilemeyen gerçeğinin bir kez daha tekrarlanması anlamına gelmektedir. Söz konusu gerçeği formüle eden özdeyişe göre "Kentlerin meydanlarında komitelerin değil liderlerin heykelleri vardır."
Kolektif liderlik masalı
İdeolojilerin gerçeklerini çarpıtarak topluma sunan siyaset erbabı ise özellikle komünist ve sosyalist partilerin "Kolektif liderlik tarafından yönetildiğini iddia eder. Merkez komiteleri, politbürolar falan bunun kanıtı olarak sunulur. Bir dönemde Moskova'nın Kızıl Meydanı'ndaki geçit törenlerini Kremlin (Duvar) üzerinden izleyen küçük topluluk bu kolektif liderlik yalanına kanıt olarak sunulurdu.
Putin ve Trump
Günümüz dünyası ise "Lider"in siyasette ve devlet yönetiminde ne denli önem taşıdığını gösteren örneklerle dolu. Alkolik Yeltsin'den sonra devlet başkanı olan Vladimir Putin'in, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra adeta felç olan Rusya Federasyonu'nu yeniden bir süper güç haline getirdiğini görüyoruz. Buna karşı tartışılmaz bir süper güç olan ABD ise Donald Trump'ın başkanlığında neyi amaçladığı anlaşılamayan çıkışlarla, hem içeride hem de dışarıda kafası karışık bir devlet görünümü veriyor
Atatürk bir örnektir
Büyük liderlerin olağanüstü koşullarda sahneye çıktığı söylenir. Bizde Atatürk bu söylemi doğrulayan bir örnek değil midir? İngilizlerin Churchill'i savaş zaferinin sahibi olarak görülmemiş midir? 2'nci Dünya Savaşı sonrasının yorgun ve yıkık Avrupa'sında De Gasperi, Schuman, Adenauer gibi siyasetçiler Ortak Pazar'ı kurarak liderlik niteliklerini kanıtlamışlardır. "Kızıl Muhafızlar" hareketi ile neredeyse felç olan Çin Halk Cumhuriyeti'ni Deng Şiao Ping, yeniden dünya rekabetine açmıştır.
Erdoğan örneği
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bizim siyasi tarihimizin yakın dönemindeki en güçlü liderdir. Bütün benzerleri gibi Erdoğan'a karşı nefret duyanlar da, onun karizmasından etkilenenler de vardı. Ancak ister yandaş ister karşıt olsunlar, şu anda Erdoğan'sız bir Türkiye'nin hayal bile edilemeyeceğini hemen herkes kabul ediyor. Ve dünyada Türkiye ile Erdoğan'ın özdeş biçimde anılması da, "Lider" kavramının kanıtı olarak görülüyor. Yani ne kadar karşı olunsa bile "Erdoğan gerçeği"ni inkâr etmek mümkün değildir.