Bu ülkenin insanları kendilerini anlatmaya çalışırken bazen şiirlere de başvururlar... Örneğin Enis Behiç Koryürek'in "Biz kimleriz biz Altay'dan gelen erleriz/ Çamlıbel'de uğuldarız coşar gürleriz" dizeleri ile başlayan "Milli Neşide"si de bu anlatıma katkıda bulunur. Ve şöyle devam eder bu şiir... "Öyle bir milletiz ki ezelden beri,/ Hak yolunda yalın kılıç hep seferberiz."
Şair bugün yaşasaydı ve "Milli Neşide"yi yeniden yazsaydı acaba neler eklerdi dizlerine?
Yeni Milli Neşide
Biz Iphone'a, Samsung'a bağımlı erleriz
Akıllı telefonumuz olmadan yola çıkmayız
Paramız kısıtlı olduğu için tasarruf yapmayız
Ama telefonunu en geç üç yılda bir değiştirenlerdeniz
İsrafın boyutları
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci'nin değerlendirdiği "Tüketici İsrafın Boyutlarının İncelenmesi" araştırmasının sonuçları, yukarıdaki şiir denememizi doğrular nitelikte... Araştırmaya göre, Türkiye'de akıllı telefon kullanımı yüzde 84'e ulaşmış. Yüzde 14.7'lik kesim standart cep telefonu sahibiymiş, telefonu olmayan kesim ise yüzde 1.5'te kalıyormuş...
Değiştirme alışkanlığı
Akıllı telefon sahiplerinin yüzde 7'si yılda bir, yüzde 17'si iki yılda bir akıllı telefonunu değiştiriyormuş. Ortalama akıllı telefon değişim süresi ise 3.2 yıl olarak hesaplanmış. Evet, "Yeni Türkiye"nin sayıları böyle... Araştırmaya göre mesela Türkiye'nin yüzde 27'si otomobil sahibiymiş. Ve otomobil sahiplerinin yüzde 10'u 2-3 yılda bir otomobilini değiştiriyormuş,..
Tasarrufa gelince
Bütün bu sayıların çizdiği tablo ile çelişen durum ise tasarruf oranının yüzde 14'te kalması... Kamuoyunun yüzde 56'sı gelir yetersizliği nedeniyle, yüzde 26'sı ise borçları olduğu için tasarruf yapamıyormuş. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci "Tasarrufa yönelmek sağlıklı büyümenin gereği" derken, tasarrufun sadece finansal olarak değil, aynı zamanda kullandığımız cep telefonlarından, soframıza gelen ekmeğe kadar israfı önleyerek de yapılabileceğini söylemiş ve tüketicileri uyarmış.
Eski Türkiye
Bunları okurken "Eski Türkiye"nin tüketimsiz günlerini hatırladım. İlk hipermarket olan Metro açıldığında Turgut Özal konuk olan yabancı devlet adamlarını "Türkiye bakın nerelere geldi" diyerek Metro'nun tüketim maddeleri ile dolu rafları arasında gezdirirdi. Siz hiç Türkiye'de kahvenin bulunmadığı, "Yerli Malı Haftaları"nda okula kuru incirle kuru üzümün getirildiği günleri hatırlıyor musunuz? İşte o zamanlarda Altaylardan gelip Çamlıbel'de uğuldadığımızı hatırlardık.