CHP'ye sayısız eleştiri yöneltebilirsiniz... Mesela Tek Parti döneminin otoriter uygulamalarını, ekonomideki devletçiliğin Türkiye'yi dünyanın gerisinde bırakmasını, halk yerine bürokrasiye dayanılmasını falan söyleyebilirsiniz... Ama kimse CHP'ye "Kriz körükleyicisi" ya da "Savaş meraklısı" diyemez. Çünkü Kurtuluş Savaşı ertesinde ülkede barışı egemen kılan, Türkiye'yi 2'nci Dünya Savaşı'nın bile dışında tutabilen bir partidir CHP... Bir başka deyişle CHP "Devlet sorumluluğu" kavramı ile özdeşleşmiş bir partidir.
Kendi geçmişini inkâr
Ancak kronik seçim yenilgileri sonunda CHP'nin kendi geçmişini inkâr edercesine siyaseti sokağa taşıma çabaları ve bazı yasadışı örgütlerin söylemlerini adeta benimsemiş bir görüntü vermesi, CHP tarihindeki ciddi bir kırılmanın işaretçileridir. "Devlet sorumluluğu" bu şekilde CHP'nin portföyünden çıkmaktadır.
Değişim mühendisliği
Seçim yenilgilerinin nedenini tahlil etmek ve "Devlet sorumluluğu"nu bugünün değerleri ile güncellemek yerine, kendi geçmişini inkâr etmeyi seçmek CHP'yi yönetenlerin "Değişim mühendisliği" kavramından habersiz olduğunu gösteriyor.
Bu noktada yönetim kuramcısı Peter Drucker'e dönelim ve onun "Yeni Örgütler Toplumu"nu anlatırken söylediklerini hatırlayalım:
Şimdi ne yapacağız
"- Her örgüt değişimin yönetimini kendi yapısının içine yerleştirmelidir. Birincisi her örgüt, yapmaya alışık olduğu her şeyi terk etmeye hazır olmalıdır. Yöneticiler her süreçte "Bugün bildiklerimizi geçmişteki o zaman bilseydik, buna gene başlar mıydık" sorusunu sormalıdırlar. Eğer bu sorunun cevabı "Hayır" ise, örgüt o zaman "Öyleyse şimdi ne yapacağız" sorusuna cevap aramalıdır."
Sürekli hırçınlık
Mesela CHP'yi yönetenler çok partili demokrasiye geçildiğinden beri Ecevit'li 1973-77 süreci dışında oy alamamanın nedenini, hep aynı hırçın tutuma bağlamayı deneyebilirler ve "Şimdi ne yapmalıyız ki halk bize umut bağlasın" sorusuna yeni cevaplar arayabilirler. Kısacası siyaset "Dön baba dönelim, hacılara gidelim" yaklaşımı dışında da değerlendirilmelidir.
AK Parti yenileniyor
Çok yeni bir parti olmasına rağmen kurulduğu günden beri her seçimi kazanan AK Parti'nin lideri Erdoğan bile "Metal yorgunluğu"ndan söz ediyor ve "Tatil" kavramına yeni içerik arıyorsa, CHP de değişime uyumu ciddi biçimde ele almalıdır.
Mesela Japonların "Kaizen" denilen ve değişime uyumun kurallarını formüle eden felsefeleri model alınabilir. Kaizen modelinde her kuşak kendi başarısını geliştirmenin yollarını sonraki kuşağa öğretir. Bir ürün ya da hizmet her iki yılda bir bütünüyle yenilenir hatta değiştirilir. "Buluşçuluk" (İnnovasyon) sistemli süreç haline getirilir.