Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dış politikamızın çok önemli iki konusuna açıklık getiren bir konuşma yaptı... Bu konulardan birincisi bazı Avrupa Birliği üyesi müttefiklerimizin Türkiye'yi hedef alan davranışlarıydı.
Diğer konu ise, eğitim müfredatı ile kuşaklara ezberletilen Arap düşmanlığına ilişkindi.
Erdoğan'ın bu konulardaki sözleri sade bugün değil yarın da dış politikamıza yön verecek niteliktedir. Bu nedenle Erdoğan'ın sözlerinden bazı bölümleri alıntılamakta yarar var...
Anlaşılmaz tutum
"- Bir süredir Amerika'sı, Almanya'sı, Hollanda'sı başta olmak üzere Türkiye'ye yönelik anlaşılmaz tutumun tezahür ettiğini görüyoruz. İstiyorlar ki, sadece onların çıkarları masada olsun, biz fedakârlıkta bulunalım. İstiyorlar ki, onlar bizim vatandaşlarımızı istedikleri gibi örselerken, kendi ajanları ülkemizde cirit atsınlar, biz bir şey yapmayalım.
Yok böyle şey
- Kusura bakmasınlar, artık öyle bir Türkiye yok. Sen Türkiye'nin Cumhurbaşkanına, Bakanlarına ülkende konuşma imkanı vermeyeceksin ama ajanların gelip otellerde cirit atacaklar, benim ülkemi parselleyecekler. Yok böyle bir şey. Ya bizimle eşit şartlarda müttefiklik yapacaksınız ya da sergilediğiniz her saygısızlığın cevabını alacaksınız.
Arap kardeşlerimiz
- İslam'ın kutsal mabetlerine düşman ayağı değmemesi için gözlerini kırpmadan şehadete yürüyen yüz binlerce askerimizin ve onlarla aynı safta savaşan Arap kardeşlerimizin hatıralarını tazimle yad ediyorum. Geçmişte ders kitaplarımızda kasıtlı ve yanlış bir şekilde yer aldığı için nesiller boyunca zihinlere kazınmış olan 'Araplar bizi arkadan vurdu' yalanını artık bir kenara bırakmanın zamanı da gelmiştir.
Aynı tür kışkırtmalar
Bugün ülkemizde devletimize ve milletimize karşı savaşan PKK, FETÖ, DHKP-C, DEAŞ gibi terör örgütleri yüzünden nasıl toplumun belli kesimlerini toptan suçlayamazsak, Birinci Dünya Savaşı yıllarındaki birtakım yanlışlar yüzünden tüm Arapları da itham edemeyiz.
Bugün nasıl terör örgütlerinin arkasında birtakım güçlerin kışkırtması, desteği, yönlendirmesi varsa o dönemde de benzer durumlar söz konusuydu."