Pazar günü yapılan ve Emmanuel Macron'un zaferi ile sonuçlanan Fransız Başkanlık seçimleri, global bir siyasi eğilimin Fransız seçmenini de etkilediğini gösterdi. Bu eğilim seçmenin alışılmış siyasi parsellemelerin dışında hareket etmeye başladığını ve tercihlerini beklenmeyen yönde kullandığını işaret ediyor.

Siyasi sürprizler
Mesela kimse aklı başında ve dünyanın en dengeli bireyleri olan İngilizlerin Avrupa Birliği'nden çıkmak için oy vereceğini tahmin edememişti.
Aynı şekilde ABD'nin yerleşik siyasi düzenini simgeleyen ne varsa hepsini inkâr eden Donald Trump'ın başkan seçileceğini de tahmin edememişti. Fransa'da da 2'nci Dünya Savaşı'ndan beri bu ülkenin siyasi hayatına yön veren sağ ve sol kitle partileri bu başkanlık seçiminde yok oldu. Sıfırdan siyasete giren Macron'a ve aşırı sağcı Le Pen'e kaldı meydan.

Türkiye'de durum
Aynı durumun yani yerleşik sağ ve sol partilerin eski konumlarını yitirmelerini Türkiye'de de görmedik mi? AK Parti eski merkez sağ ve merkez sol partileri geride bırakıp seçmenin çoğunluğunun desteğini yıllardır almıyor mu? Komşumuz Yunanistan'da da ne Pasok var iktidarda ne de Yeni Demokrasi...

Siyasi riskler
Bu yeni siyasi düzende parlayan bir siyasi parti ya da zirveye tırmanmış bir siyasetçi için en riskli durum, eski düzenin alışkanlıklarını bugüne taşımaktır. Yani dar kadroculuk, nepotizm denilen akraba ve dost kayırmacılığı ve en önemlisi de derin devletle ve onun ideolojisi ile kaynaşıp uyumlu hale gelmek.

Trump zor durumda
Bu durumu şu anda ABD'de Başkan Trump'ın önündeki tercihlerin onu bu yöne iter gibi görünmesinden izleyebiliriz.
Trump yerleşik sermaye ve merkez medya ile Amerikan istihbarat örgütlerinin koydukları engellerden yorulmuş bir görüntü veriyor. Bu onun kısa sürede etkisizleşmesine ve hatta görevden alınmasına kadar dayanabilir.

Taviz yok
Türkiye'de AK Parti bu konuda hiç taviz vermeden yola devam etmektedir.
Devleti ele geçirme projelerini yapanlar, militaristlerden FETÖ'cülere uzanan alanlarda tasfiye ediliyor. Dış siyaseti esir alan teslimiyetçilik de geride kalmış durumda.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konudaki tavizsiz tutumu, eski düzenin yeniden canlanmasına izin vermiyor.