İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılmasına yüzde 51'lik çoğunlukla karar verilen Brexit referandumunun sonuçları tartışılırken, bu ülkenin aslında 450 bin yıl önce Avrupa'dan ayrıldığı ortaya çıktı.
Asıl kopuş
London College öğretim üyelerinden Prof. Gupta, Buzul Çağı'nda Britanya'yı Avrupa kıtasına bağlayan kara parçasının bir jeolojik olay sonunda sular altında kaldığını açıkladı. Yani bugün İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılması, 450 bin yıl önce İngiltere'nin Avrupa'dan kopması ile mukayese edildiğinde, önemsiz bir olay şeklinde değerlendirilebilir.
Dünyadaki siyasal gelişmeleri bu tür doğa olayları ile karşılaştırdığınızda, çok önemsediğiniz gelişmelerin o kadar da önemli olmadığını ya da göreceli olarak önemsiz olduğunu da görebilirsiniz.
Neden böyle davranıyorlar?
Bugün bazı Avrupa ülkelerinin Türkiye'yi hedef alan düşmanca tavırları ele alındığında ve bu durumun nedenleri irdelendiğinde, bunların bir zaman boyutu içinde fazla bir önemi olmadığını görmeniz mümkündür.
Bunu anlamak için Buzul Çağı'na ya da Orta Çağ'a gitmeye gerek yok. Ya da 2'nci Dünya Savaşı Avrupa'sında kimin ne olduğunu hatırlamak da gereksiz. Söz konusu ülkelerin devlet televizyonlarından Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımıza "hayır oyu verin" çağrısı yapmaları, meydanları PKK'ya açmaları kolay anlaşılır durumlar değil. Ancak burada gerçeği görebilmek için dünün Türkiye'si ile bugünün Türkiye'sini karşılaştırmak yeterli olacaktır.
Irkçılık da var
Bunu Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın şu şekilde ele almış:
"- Avrupa Türkiye ile ilişkilerini eşitlik temelinde değil, ast-üst ilişkisi çerçevesinde yürütmek istiyor. Bugün bazı Avrupalı siyasetçiler ve ırkçı gruplar, hem Türkiye'yi hem de Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşlarını bir tehdit olarak kodlamaya çalışıyor.
Burada hem ırkçılık hem de İslam ve Türk düşmanlığı yapılıyor.
Durum çok değişti
- Bunun sebebi ise Türkiye'nin artık parmak sallanan, itilip kakılan, aşağılanan bir ülke olmayı kabul etmemesidir.
Avrupa'daki vatandaşlarımızı entegrasyon adı altında köksüzleştirmeye, asimile etmeye çalıştıklarını açıkça ifade etmemizdir.
Cumhurbaşkanımız bunların yaptıklarını afişe edip, milli çıkarlarımız doğrultusunda hareket ettiği için rahatsız oluyorlar. Ama 16 Nisan'da son kararı Avrupa basını yahut siyaseti değil, Türk milleti verecektir."