16 Nisan referandumu sonrasında siyasi tablonun hangi yönde değişeceğini öngörmeye çalışmalıyız... Bu açıdan evetlerin ya da hayırların daha fazla çıkması durumu, söz konusu tabloya şekil verecektir.
Nihai sınav
Önce evetlerin daha fazla çıkması ve yeni anayasal sisteme geçişin gerçekleşmesi durumunun, siyasete ne tür yansımalar göstereceğini öngörmeye çalışmalıyız... Artık "Başbakan" olmayacağına ve başbakanlar Cumhurbaşkanı Yardımcıları arasından çıkacağına göre, Cumhurbaşkanı seçimi bir parti lideri için nihai sınav niteliği taşıyacaktır.
Kılıçdaroğlu kalamaz
İlk Cumhurbaşkanı seçiminin kesin adayı, aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı da olan Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu seçimde diğer adayın da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olması siyasi mantığın gereğidir. Kılıçdaroğlu geçen başkan seçiminde olduğu gibi MHP ile anlaşıp bir ortak aday (Ekmeleddin İhsanoğlu) belirleyemeyecektir. Ya da mesela Deniz Baykal'ı CHP'nin başkan adayı olarak ortaya sürdüğü takdirde, artık bu partinin lideri olarak kalması mümkün olmayacaktır.
Baykal'ın alışkanlığı
CHP'li siyasetçilerin çok sert ve yakışıksız üslupta "Hayır" kampanyası yapmalarının sebebi, yeni anayasal düzende safsatanın fazla anlamı kalmayacağını bilmelerindendir. Deniz Baykal'ın "İzmir'den denize dökmek" içerikli konuşmalarının nedeni ise, Kemal Kılıçdaroğlu'nun işini bitirmektir. Ayrıca Turgut Özal cumhurbaşkanı olduğunda Deniz Baykal'ın ona "Seni ne yapıp yapar ve oradan indiririz" diyerek tepki gösterdiği hatırlanınca, bu üslubun bir alışkanlığın ürünü olduğu da anlaşılır.
Ya hayırlar kazanırsa...
Eğer referandumda "Hayır"lar fazla çıkarsa siyaseten bir şey değişmeyecektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan 1982 Anayasası'nın belirlediği gibi yetkili ve sorumsuz statüsünü koruyacak ve 104'üncü maddenin kendisine tanıdığı geniş yetkileri kullanmaya devam edecektir. Ancak bu ihtimal yani hayırların çok çıkması zayıf bir ihtimaldir.