Cumhurbaşkanı Erdoğan CNR Kitap Fuarı'nda yaptığı konuşmada "Batı zihin dünyalarında iz bırakan hadiseleri sürekli işleyerek, unutulmasına izin vermiyor" derken, ben güftesi Fazıl Ahmet Aykaç'a ait olan Suphi Ziya Özbekkan'ın Uşşak şarkısını hatırladım...
"Neden hiç durmadan sevmiş bu gönlüm durmadan yanmış
Cihan mademki fâniymiş ve hep giryeyle hicranmış
Demek sevmek de boş şeymiş demek vuslat da bir anmış
Ve en kati hakikat anladım ben sade nisyanmış"
Bu şarkıdaki "Girye"nin gözyaşı, "Hicran"ın ayrılığın neden olduğu üzüntü, "Vuslat"ın kavuşmak, "Nisyan"ın da unutmak anlamına geldiğini yeni kuşaklara hatırlatarak, konuya girebiliriz.
Yarı aydın tanımı
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında "Yarı aydın" kavramını ele alırken, okumanın önemini şöyle vurguluyordu:
"...şunu unutmamalıyız ki söz uçar yazı kalır. Nitekim diğer ülkelere baktığımızda bambaşka bir manzara ile karşılaşıyoruz.
Fransız ihtilali ile dünya savaşları ile, Pearl Harbor ile, Normandiya çıkarmasıyla, holokost ile ilgili binlerce romana, filme, belgesele rastlayabilirsiniz. Batı toplumları kendi zihin dünyalarına iz bırakan hadiseleri sürekli yeniden işleyerek, bunların unutulmasına izin vermiyor."
Gizli gerçekler
Erdoğan'ın söyledikleri tabii ki doğru...
Ancak Batı'nın sürekli işlediği ve unutturmamaya çalıştığı hadiselerin çoğunun, yazıldığı gibi olmadığı anlaşılmakta...
Mesela Hitler'in Yahudi ırkını yok etmek için uyguladığı Holokost'u, İngiltere veya Amerika acaba Dünya Savaşı patlayana kadar neden hiç önemsemediler? Ya da Pearl Harbour'a Japon saldırısı olacağını Amerika gerçekten bilmiyor muydu?
Demokrasi masalı
Aynı durum çok kutsanan "Demokrasi"ye ilişkin olarak da var... Dünyaya örnek gösterilen Amerikan demokrasisinin foyasının nasıl döküldüğünü, Trump'ın başkan seçilmesi ertesindeki gelişmelerden görmüyor muyuz? En bilinçli seçmenlerin ülkesi İngiltere'de "Brexit" nasıl gerçekleşti veya özgürlükçü Fransa'da ırkçı Le Pen nasıl başkanlığın en güçlü adayı olur?
Basın özgürlüğü mü?
"Basın özgür olmalı" diye yazıp çizenlerin basını askeri darbelerin tetikçisi olarak görmeleri de, bizim unutamadıklarımızdan değil mi? Ne dersiniz? Doğru olan o şarkıyı birlikte mırıldanmak değil midir?
"Demek sevmek de boş şeymiş demek vuslat da bir anmış
Ve en kati hakikat anladım ben sade nisyanmış"