Sade Türkiye'de değil tüm dünyada bir "Geçiş dönemi"nin yaşandığı kesin gibi... Öncelikle şunu göz önünde tutmalıyız.
Hem 2'nci Dünya Savaşı'nın hem de Soğuk Savaş'ın sonrasında oluşturulan uluslararası düzenin kurumları, artık etkisiz kalmış durumdalar.
Ne Birleşmiş Milletler, ne de NATO gibi örgütler barışı sağlayabiliyor. Avrupa Birliği ise, Başbakan Binali Yıldırım'ın söylediği gibi "Girenin de girmeyenin de pişman olduğu" bir örgüt durumunda. Amerika'nın içinde bulunduğu "Trump'lı durum" ise bu geçiş döneminin en somut örneği olabilir.
Vesayetten ipoteğe
Türkiye'ye gelince... AK Parti iktidarının ilk döneminde özgürlükçü ve çoğulcu demokrasiye kısıtlama getiren vesayetçi kurumlar etkisiz kılındılar. Ama sonra anlaşıldı ki, FETÖ demokrasiye vesayetten öteye ipotek koymuştu. 15 Temmuz darbe girişimi ile FETÖ ve ABD ilişkileri de daha ciddi biçimde tartışılmaya başlandı.
Bu arada devlet organlarında, yargıda, adliyede ve çeşitli şirket ve kurumlarda yapılan FETÖ'den arındırma çalışmaları sonucundaki tutuklamalar yüzünden, Türkiye Batı medyasında ve siyaset dünyasında "Özgürlüklerin kısıtlandığı bir ülke" olarak anılmaya başladı.
ABD'nin beceriksizliği
Dünyanın da Türkiye'nin de bu geçiş dönemini sancısız atlatmaları mümkün değildi.
Nitekim Ortadoğu'da Arap Baharı ertesinde ve Irak'ta da ABD'nin beceriksizliğine bağlı biçimde oluşan kaotik durumlar, Türkiye'ye hem mülteci akımı hem de terör biçiminde yansıdı. Bu arada Amerika'nın Obama yönetiminin düşman üretme çabalarının sonunda Rusya, sanki eski Sovyetler Birliği'ymiş gibi Batı'nın tehdidi olarak görülmeye başladı.
Bu dönem de geçer
ABD'de Trump yönetimi bu geçiş dönemini nasıl bir yeni düzene aktarabilir, henüz bilinmiyor... Trump'ın Putin'le diyalog kurabilmesi her türlü sorunun çözüme bağlanması için yeterli değildir. Çin, İran, Meksika gibi ülkeler Amerikan dış politikasının yeni kriz noktaları olmaya adaydır. Ayrıca Ukrayna'dan ötürü Rusya'ya uygulanan ambargonun kalkması ihtimali de pek görülmüyor.
Türkiye de dünya da bu geçiş dönemini elbet atlatacaktır. Biz bu dönemden eskisinden daha güçlü, daha özgürlükçü, daha demokrat olarak çıkacağımıza inanıyoruz.