Ülkeler arasındaki iyi komşuluk ilişkilerini kopartıp, komşuları birbirleriyle düşman konuma getirmek meğer ne kadar kolaymış... Bu durumu Trump'ın kampanya dönemindeki "Sınıra duvar yaptıracağım, parasını da Meksika'dan alacağım" söylemini eyleme dönüştürdükten sonra iki ülkenin ilişkilerinin kopma noktasına gelmesi ile gördük. Tarih ve coğrafyanın yan yana yaşamaya mahkûm ettiği Amerika ile Meksika şimdi birbirlerine uzak iki komşu konumundalar.

Kaçak askerler
Türkiye ile Yunanistan'ı birbirlerinden uzaklaştırma ve aralarını açma görevini de Yunanistan Yüksek Mahkemesi (Arios Pagos) üstlendi... Yüksek Mahkeme 15 Temmuz askeri darbe girişiminden sonra helikopterle Yunanistan'a kaçıp iltica talep eden sekiz kaçak askerin Türkiye'ye iade edilmemesi kararı aldı. Buna gerekçe olarak da "İnsan haklarının korunması" gösterildi.

Gerekli adımlar atılacak
Sonuçta Türkiye'nin bu karara karşı sessiz ve hareketsiz kalması tabii ki düşünülemezdi.
Nitekim Antalya'da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, TRT Haber'in Twitter hesabında yer alan ifadelere göre "Yunanistan ile aramızdaki ikili geri kabul anlaşmasının iptali dahil gerekli adımları atacağız" demiş. Bu arada Adalet Bakanlığı da kaçak askerlere ilişkin ikinci iade talebi dosyasını Yunanistan'a göndermiş.

Üçü iade ediliyordu
Olayın bugüne dayanan gelişmeleri ise özetle şöyle oldu...
Söz konusu 8 asker FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sonrası askeri bir helikopterle Yunanistan'a kaçmıştı. Türkiye, Yunanistan'dan askerlerin iadesini talep etmişti. Askerlerin durumu yerel mahkemece ele alınmış, üç askerin Türkiye'ye iadesi kabul edilmiş, beş askerin iadesi ise reddedilmişti.

Yüksek mahkeme devrede
Yunan Temyiz Mahkemeleri Başsavcısı Antonis Liogas ise, iade talebi reddedilen askerlerle ilgili Yüksek Mahkeme'ye itirazda bulunmuş, mahkemenin Türkiye'ye iadeleri yönünde karar verdiği üç darbeci asker de temyiz başvurusu yapmıştı.
Yunanistan Yüksek Mahkemesi ise FETÖ'nün darbe girişimi sonrası Yunanistan'a kaçan 8 darbeci askerin Türkiye'ye iade edilmemesi yönünde karar vermişti.
Askeri darbe yapmakla insan hakları arasında ne tür bir ilişki olduğunu herhalde zamanla anlayacağız...
Acaba Yunanistan'daki "Albaylar Darbesi" de bir insan hakları hareketi miydi?