Başı sonu belli "Terbiyeli darbeler" geleneğinden "İç savaş girişimleri"ne uzanan süreçte, gözden kaçırdığımız gelişmelerin olduğu kesindir.
Öncelikle "FETÖ olayı"nın ulaştığı boyutları ve bunun uluslararası kullanıma CIA tarafından nasıl açıldığını pek izlemedik... Ve sonunda FETÖ'nün askerleri gözlerini kırpmadan, Türkiye'yi Suriye'ye benzetmeye çalıştılar.

Hatalar
Aslında Suriye'deki gelişmeleri sanki Türkiye'nin bir sorunuymuş gibi ele alan dış politika yaklaşımının yanlışlığını ve muhtemel sonuçlarını da pek doğru değerlendiremedik. Beşşar Esad'ın en geç altı ay içinde devrileceğini iddia eden Türk siyasetçilerinin yanlış öngörülerini de sorgulamadık.
Sonuçta Suriye krizi bütün boyutları ile Türkiye'yi de etkiledi. PKK'ya bir de PYD eklendi. Ve en önemlisi Türk ordusunun subayları sanki Beşşar Esad'ın subaylarıymış gibi, kendi halklarına kurşun ve bomba yağdırdılar.

Farklı sayfa
Türkiye bu şokları geride bıraktı... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısına uyan milyonlar "Darbeler geleneği"nde çok farklı bir sayfayı açtı. İç savaş çıkartmayı göze almış darbeciler, demokrasi için canlarını hiçe sayan milyonlar karşısında eridiler. Şimdi Türkiye bir arınma ve bir restorasyon dönemini yaşamakta.
Ancak çok iyi biliyoruz ki, ABD FETÖ'yü teslim etse bile, Türkiye'nin bütünlüğünü ve istikrarını hedef alan komplolar bitmeyecek. "Büyük Akıl" tüm varlığını sadece FETÖ'ye teslim etmeyecek kadar akıllıdır. FETÖ bitse bile, akılsız Türklerin kendi ülkelerine dönük öfkesi ve aymazlığı bitmeyecektir.