Bir kişi öldürülünce bu bir haberdir, binlerce kişi öldürülünce bu istatistik konusu bir sayıdır... Komşumuz Suriye'de de artık ölümler haberlerin değil, istatistiklerin konusu oluyor. Birleşmiş Milletler'in saptamasına göre Suriye'de her 24 dakikada bir Suriyeli öldürülüyormuş.
Kahraman doktor
Önceki gün de Esad'ın bombaları ile yerle bir edilen Kudüs Hastanesi'nde 14 hasta ve üç doktor öldürüldü... Bu istatistikten çıkan haber ise, Halep'teki son çocuk doktoru Muhammad Waseem Moaz'ın da, ölenler arasında bulunmasıydı. 36 yaşındaki Dr. Moaz gündüz Halep Çocuk Hastanesi'nde, geceleri de Kudüs Hastanesi'nde ara vermeden çalışan kahraman ve fedakâr bir tıp adamıymış.
Kıyısı olmayan nehir
Sonuçta bu kahraman doktorun ölümü de istatistik rakamları arasında sonsuzluğa karışacak. Tıpkı bizde Türkiye'nin bütünlüğünü, güvenliğini korumak için teröristlerle mücadele ederken canlarını veren şehitlerimiz gibi, bu Suriyeli doktorun adını da sadece yakınları hatırlayacak.
Ama hayat böyle bir şey... Zaman gerçekten kıyısı olmayan bir nehir gibidir. Bu nehrin sularına kapılıp giderken çıkacak bir kıyı, tutunacak bir dal bulmak mümkün değildir. Ve bir gün bütün canlılar geniş kanatları boşlukta açılan ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan geçip sonsuzluğa karışırlar.
Mesleğin hakkını vermek
O an gelinceye kadar insanlar, yaşamın kendilerine biçtiği mesleğin ve toplumun kendilerine dönük beklentilerinin hakkını vermeye çalıştıkları ölçüde, başarılı sayılırlar. Benim mesleğim olan gazetecilik için de aynı durum söz konusu değil midir?
Güncel gelişmeleri çarpıtmadan okurlarınıza yansıtabildiğiniz ve onları gerçeklerle değil algı operasyonları ile gerçek ötesi beklentilere yönlendirmediğiniz oranda, mesleğinizin hakkını vermiş olursunuz.
Zırva yorumlar
Eğer gazete sermayesinin devlet pastasından pay almayı doğal bir hak olarak kabul ettiği dönemleri okurlarınıza "Devr-i saadet" olarak sunarsanız ve mesela "28 Şubat 1000 yıl sürecek" benzeri zırvaları yorum biçiminde sunarsanız... Toplumun eğilimleri ve beklentileri ile ilgisi olmayan hayalleri haber olarak gazetenizin sayfalarınıza aktarırsanız, okurlarınızı hep yanıltırsınız. Çapsız kişileri cilalayıp, okurlarınızı hayal kırıklıklarının girdabına sürüklersiniz.
Halep'te can veren doktor Moaz'ı anarken, bizim mesleğin hakkını vermek konusunu da düşündüm... Bir anket yapılsaydı ve "Türkiye'de okurlarını en fazla yanıltan gazete hangisidir" sorusu sorulsaydı "Tayyip Erdoğan muhtar bile olamaz" başlığının atıldığı gazete akla gelir miydi?