Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Hiç seçim kazanamayan muhalefetin lideri olmanın zorlukları

İktidara bir türlü alternatif olamayan ve her seçimden yenik çıkan muhalefet partisinin lideri olmak gerçekten kolay değil... Kılıçdaroğlu'nun dünkü CHP grup toplantısında yaptığı konuşmayı izlerken, bu durumun yansımalarını hissetmemek mümkün değildi.
Mesela yeni Anayasa arayışları ve başkanlık konusuna değinirken "Erdoğan takıntısı"nı seslendirmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Olamayacaksın kardeşim, olamayacaksın" diyerek gönderme yapması gerçekten trajikomik bir ruh haletinin göstergesi değil miydi?

Bari saz da çalsın
Eğer siyasi gerçekleri görebilse ve halk oyu ile Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan'ın 1982 Anayasası'nın verdiği yetkilerle bir "Başkan"dan daha güçlü ve etkili olduğunu kabullenebilse, "Olamayacaksın kardeşim" demek yerine herhalde "Fazlasıyla oldun kardeşim" derdi.
Aslında bütün bu tablolara alıştık. Aynı söylemleri HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı olarak meydanlara çıkan Demirtaş'ın da seslendirdiği hatırlardayken, Kılıçdaroğlu'nun da bu söyleme takılması olsa olsa CHP'nin açmazını yansıtmaz mı? Kılıçdaroğlu'nun bundan sonra yapması gereken herhalde bir televizyon programında saz çalarak, Demirtaş'ı bu noktada da geçmeye çalışması değil midir?

Takıntının ötesinde
Ama Kılıçdaroğlu'nun CHP grup toplantısı konuşmasında üzerinde durulması gereken tek konu "Erdoğan takıntısı" değildi. Bu konuşmada mesela dış siyaset konusunda seslendirilen eleştirilerle verilen örnekler arasındaki tutarsızlıklar da dikkat çekiciydi. Mesela konuşmasının bir yerinde "Ortadoğu batağını ülkemize çektik. Suudi Arabistan ile İran kavga ediyor. Eskiden olsa Türkiye hakem devlet olurdu. Biz tarafsızlığımızı yitirdik ve taraf olduk" dedi. Aynı konuşmanın devamında da Atatürk'ü ve geçmişteki CHP'nin Ortadoğu'ya dönük yaklaşımını anlatmak için de, "Ortadoğu batağından uzak durun demesi, çok daha iyi anlaşılıyor" dedi.

Bataklıkta hakemlik mi?
Şimdi bir düşünelim. Hem Ortadoğu'yu geçmişte "Bataklık" olarak gören yaklaşımı öveceksin, hem de hem de "Eskiden olsa Türkiye hakem devlet olurdu" diyerek Ortadoğu'daki güncel krizleri irdeleyeceksin... Acaba Türkiye Kılıçdaroğlu'nun özlediği "Eskiden"in hangi döneminde Ortadoğu anlaşmazlıklarında hakem oldu ki? Ayrıca Türkiye'nin bugün İran -Suudi Arabistan anlaşmazlığında taraf olduğu söylemi doğru mu?

Kim taraf oldu ki?

Dışişleri Bakanlığı'ndan dün yapılan yazılı açıklamada "Bir an önce tehdit dili bırakılmalı, diplomasi dili kurulmalı" denildiği, acaba Kılıçdaroğlu'nun gözünden mi kaçtı? Bu açıklamada "Türkiye iki ülke arasındaki gerginliğin bölge güvenliği, istikrarı ve barışı üzerinde olumsuz yansımalara sebebiyet vermemesini temenni ediyor" deniliyordu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA