Gerçekleri görmek yerine ezberlere ve önyargılara dayalı olarak dünyayı yorumlamak ne kadar kolaysa, o kadar da yanlıştır. Şu anda Batı'da tırmanan "İslamofobi" de bu büyük yanlışın kitlelere ve siyasete yansıma biçimlerinden biri değil mi?
Böyle düşünenlere göre "Paris Katliamı"nın mimarı IŞİD, İslam inancına göre ve Cihat anlayışı ile Hıristiyanları hedefe oturtmakta... Bu yaklaşım doğru olsaydı aynı dinden olanlar birbirlerini hem severler, hem de korumazlar mıydı? Mesela 1980'lerdeki İran-Irak savaşı acaba ayda mı yaşandı? Veya Teokratik Suudi rejimi Mursi Cumhurbaşkanıyken Mısır'da din elden gittiği için mi şimdi Sisi'yi destekliyor?
Darbenin dini olur mu?
Hiç unutmayalım. Demokrasinin de, hoşgörünün de, insan sevgisinin de dini yoktur. Suriyeli mültecilere kapılarını kapatan Avrupalılar acaba hangi dini inancı temsil ediyorlar?
Evet... Hiçbir inanç sistemi de demokrasiyle zıt değildir. Demokrasiye karşı olanlar, iktidara ve paraya olan oburlukları hiç sınır tanımayan sivil ve asker kesimlerdir. Ayrıca dış dünyanın güç ve para odakları da, gerektiğinde çıkarlarını korumak için askeri darbelere destek verirler.
Rusya ve İran aynı dinden mi?
Bu dış destek ille de petrole bağımlı Batı kapitalizminden gelmez. Örneğin Suriye'nin Beşşar Esad'ını Rusya ile İran ayakta tutmuyor mu? Mısır'daki Sisi darbesi ertesinde Gazze'ye ilişkin olarak değişen politikada en mutlu olan ülke, İsrail değil mi? Subayları ayrıcalıklı bir sınıf olarak konumlandırmış olan Nasır- Sedat- Mübarek çizgisini Mursi de devam ettirseydi ve İsrail'e ilişkin politika değiştirilmeseydi Mısır'da darbe olur muydu?
Aman dengeler bozulmasın
Bizdeki bazılarına göre de yalnız kalmamak için uyum göstermemiz gereken dünya düzeni bellidir...
Mesela Beşşar Esad'ın adamları başkent Şam'ın banliyösünü, zehirli gaz atarak bombalayacaklar. Çoluk çocuk yüzlerce kişi boğularak ölecek. Ama bu faciada kullanılan kimyasalları saptamak için gelen Birleşmiş Milletler uzmanlarının, Şam'da kaldıkları otelden çıkmalarına Esad yönetimi izin vermeyecek. Bunu da sessizce izleyeceksiniz. "Güvenlik Konseyi'ndeki dengeler bozulmasın" diyeceksiniz. Aynı durum Mısır söz konusu olduğunda da tekrarlanacak.
Bu dünya batsın mı?
Bu durumda yapabileceğiniz tek şey Orhan Gencebay'ın "Batsın Bu Dünya"sını mırıldanmak mı olacaktır? "Aman yalnız kalmayalım" diyerek kendinizce dış siyasetimize yön vereceksiniz.
Bereket Türk halkı bütün bu saçmalıkların farkında... Ve bereket artık Türkiye'yi yönetenler de "Batsın Bu Dünya"yı mırıldanıp, bütün bu rezillikleri sessizce izlemiyor. Çünkü "Büyük insanlık" diye bir gerçek hâlâ var bu dünyada.