Yıllar önce Türkiye'de Güney Kore basın ataşesi olarak görev yapan bir Mr. Song vardı. Hayata bir Kore köyünün ortaokulunda İngilizce öğretmeni olarak başlamış. Yaşadıklarını şöyle anlatmıştı:
- Kore Savaşı sırasında bir gün köye bir Amerikan birliği geldi. Başlarındaki subay bana yakındaki bir köye hangi yoldan gidebileceklerini sordu. Bütün uğraşmama rağmen ona bu yolu İngilizce tarif edemedim. O anda anladım ki ben İngilizce öğretmeni olmama rağmen, İngilizceyi bilmiyormuşum. Hemen istifa ettim. Yeniden İngilizceyi öğrenmek için üniversiteye yazıldım.
Ne zaman anlarlar?
Aradan geçen yıllar boyunca, bir konuda uzman olduklarını ve bu uzmanlığı meslek olarak benimsediklerini düşünen insanların kaç tanesinin, bir gün "Meğer ben cahilmişim" diyerek Mr. Song gibi kendilerine geldiklerini hep merak ettim.
Bu duruma en fazla siyaset alanında tanık olmaz mıyız? Ezberleri ve ön yargılı sözleri tekrarlayarak kendilerini "Lider" olarak sunanların, her seçim sonrasında "Aslında biz kaybetmedik, halk kaybetti" demelerine hep tanık olmuyor muyuz? Yenilenlerin değiştirilmesi kuralına futbol kulüplerinden başka uyan var mı bizim siyasette?
Özeleştiri eksikliği
1 Kasım seçimleri ertesindeki yenik partilerin durumunu gösteren tablo da, bu değişmez geleneğin bir yansıması değil mi? Partilerini yenilgiye sürükleyen liderler hemen olağanüstü kongrelerini toplantıya çağırmak yerine, bu kongreleri toplamaya çalışanları kara listelere almıyorlar mı? "Nerede hata yaptık" sorusuna cevap aramak yerine, sanki seçim kazanmışlar gibi ortalarda dolaşmıyorlar mı?
Uzlaşmaz tutumlarının seçmen tarafından reddedildiğini görmek yerine, aynı uzlaşmaz tutumu önümüzdeki dönemde de sürdürecekleri işaretlerini vermeyi, siyasetin gereği gibi sunmuyorlar mı? Oysa Türk demokrasisinin sağlığını koruması, iktidara alternatif olabilecek güçlü muhalefet partilerinin varlığına da bağlıdır.
Orta sınıf gerçeği
Yeni Türkiye gerçeği giderek yaygınlaşan ve güçlenen bir "Orta Sınıf"ın varlığına dayalıdır... Gelişme, refah ve istikrar arayışı, orta sınıfın temel karakteridir. Bu hedeflere ulaşılması için eğer yeni bir Anayasa yapılması gerekiyorsa, seçmen çoğunluğu bunun yapılmasını ister. Bunu engelleyenleri ve çözüm yerine kavgayı seçenleri seçmen reddeder.
Özetle muhalefet partilerinin kendilerini yenilemeleri ve toplumun beklentisine cevap verecek kadroların yönetime geçmeleri, şu andaki öncelikli gündem maddesidir...