Antalya Zirvesi tüm katılımcıların terörle mücadele konusunda görüş birliği içinde olduklarının açıklanması ile sona erdi. Bu zirve dolayısı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve dolayısıyla Türkiye'nin, dünyanın önde gelen ülkelerinin liderleri ile olumlu diyaloglar içinde bulunduğunu gördük. Bu tablo ülkemiz için mutlulukla karşılanması gereken bir olgudur.
Şimdi gözlerimiz 26'ncı dönem TBMM'nin çalışmalarına dönmek durumunda. Yeni seçilen milletvekillerinin bugün yemin etmelerinin ardından yasama organı çalışmalarına başlıyor.
Yeni dönemde tbmm
Bu dönemde en büyük ağırlık doğal olarak 317 milletvekili ile AK Parti'nin olacaktır. Aralarında AK Parti'yi bugünlere taşıyan yerleşik isimlerin de bulunduğu 317 milletvekili, Türkiye'nin önümüzdeki dört yılını şekillendirecek yasama döneminin belirleyicileri olacaktır.
Özellikle Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'na bu dönemde çok ağır sorumluluklar düşmekte... Seçim zaferini icraat zaferi ile tamamlaması, Davutoğlu'nun izleyeceği siyasetin başarısına bağlı olacak. Bu konuda da en öncelikli madde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu'nun eksiksiz bir uyum içinde bulunmalarıdır.
Çevre ve liderler
Siyasette liderleri kuşatan "Çevre"nin "Siz herkesten üstünsünüz" içerikli pompalamaları, geçmişte nice siyasetçinin çileden çıkmasına neden olmuştur. Aynı durumun şimdi de tekrarlanmaması gerekiyor. Bu çevrenin iğvasına kapılmak durumunda, Erdoğan-Davutoğlu gerginliklerine tanık olmamız ihtimali de, doğal olarak mümkündür.
Doğal lider Erdoğan
Kısacası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti'nin kurucu ve doğal lideri olduğunu ön şartsız ve sakıncasız kabul etmek, muhtemel gerginlikleri ve mini krizleri devre dışı bırakmanın ön şartıdır. Bu konudaki ilk sınav da Bakanlar Kurulu listesinin açıklanması ve onaylanması sürecinde verilecektir. Arkasından da Başkanlık Sistemi arayışlarında AK Parti yönetiminin tutumu, duruma ışık tutacaktır.
Sezer örneği
Cumhurbaşkanları ile Başbakanların uyumsuzluklarına son olarak Ahmet Necdet Sezer'in Cumhurbaşkanlığı sürecinde tanık olmuştuk. Başbakan Erdoğan'ın hemen her tayin kararnamesinin Cumhurbaşkanı Sezer tarafından geri çevrilmesi ve 64 tane yasayı veto etmesi hala hatırlanmıyor mu? Sezer'in görev süresi sona erince de tayin kararnamelerinin imzalanmaması nedeniyle vekaleten görev yürüten bürokratların asaleten atanması süreci başlamamış mıydı?
Aynı durumun bu dönemde de tekrarlanması, siyasetin doğasına ve gerçeklere aykırı olur. Başbakan Davutoğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'la zıtlaşmaları da, herhalde düşünülmemesi bile gereken bir ihtimaldir.