1 Kasım seçiminin sonuçlarına karşı HDP, MHP ve CHP sözcülerinin gösterdikleri tepkilere kulak verirken sizler de şaşırmıyor musunuz?
Meğer bu sonuç yaşanan olağanüstü koşulların sonucuymuş... Bunlar sanki geçmişteki olağan koşullarda yapılan seçimlerde rakiplerini (veya AK Parti'yi ve Erdoğan'ı) yerle bir etmişler de, 1 Kasım'da beklenmeyen sonucu almışlar... Hele HDP'nin eş başkanlarının açıklamalarını dinlerken şairin "Ya sen ölmedin, ya biz yaşamıyoruz" şeklindeki dizelerini hatırlamadınız mı?
Emanet oylar
7 Haziran seçimlerinin ertesi günkü gazetelerde yer alan açıklamalar rüya dünyasında mı yer almıştı? HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder ilk değerlendirmede "Emanet oy" vurgusu yapmamışlar mıydı? Demirtaş "Bu zafer tüm ezilenlerin ortak zaferidir. Emanet oyların farkındayız" Sırrı Süreyya Önder de "80 vekille Meclis'e girmenin eşiğindeyiz, emanet oyların farkındayız" dememişler miydi?
Emanete ihanet
Bu sözlerini hatırlasalar ve emanete ihanetin bir bedelinin olabileceği ihtimalini düşünselerdi, 1 Kasım'da ne olduğunu doğru okumazlar mıydı bunlar? Sırtlarını seçmenlerine değil YPG'ye, PYD'ye, PKK'ya FETÖ'ye dayamanın bedelini ödediklerini görmezler miydi? Güneydoğu'ya nefes aldıracak barajlara "Askeri baraj" diyenlerin, seçim barajını güç bela geçeceklerini kestiremezler miydi?
Milleti sevmemek
Her yerel ve genel seçim ertesinde bir kesim "Beyaz Türk"ün sonuçları değerlendirmelerine bakınca da, sizler de Abdullah Cevdet'in (1862-1932) "Vatanımı seviyorum ama milletimi sevmiyorum" dediğini hatırlamıyor musunuz?
Abdullah Cevdet Osmanlı'nın "Büyük çöküş"ünün sorumluları listesine inançları, kültürü ve gelenekleri ile "Millet"i de almıştır. Savaşlarla, salgın hastalıklarla ve yenilmişlik duygusu ile perişan bir görüntü veren "Millet"in yeni kuşaklarının, dışarıdan damızlık erkek ithal edilerek yenilenmesi düşüncesini bile seslendirmiştir Abdullah Cevdet...
Beddua eden çarpılıyor
Şimdi de onun torunları "Göbeklerini kaşıyanlar" veya "Bidon kafalılar" diyerek bakmıyorlar mı millete? Brecht'in "Bu millet demokrasiye layık değil, milleti feshedelim" çözümlemesi bunların kafa yapılarını yansıtmıyor mu? Bunların bir bölümü de Abdullah Gül'den bir "Abdüllatif Şener üretme projesi"ne takılmadılar mı? Bu projenin gerçekleşmesini de, Pensilvanya'dan gelecek yeni bir bedduaya endekslemediler mi?
Seçim sonuçları gösterdi ki, kim beddua ettiyse o beddua edeni çarpıyor...