Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Liderlerin farkları dışında partiler çok mu farklılar?

HDP dışındaki partilerin, yani AK Parti'nin, CHP'nin ve MHP'nin Türkiye'nin bütünlüğüne, toplumun istikrarına ve ülkenin geleceğine dönük bakış açılarında çok mu büyük farklar var? Lider figürlerinin oluşturduğu üslup ve icraat farklarından öteye, özde hepsi aynı yolda değiller mi?
Amerika'da bir otobüste siyahlarla beyazların kavga ettiklerini gören Temel araya girmiş ve "Artık siyah beyaz renkler yok, hepimiz yeşiliz" diye bağırmış... Sonra da "Koyu yeşiller arkaya açık yeşiller de öne geçsin" demiş ya.

Çok mu farklılar
Bizdeki meşru siyasi rekabetin özüne de bu açıdan yaklaşsak fena mı olurdu? Terörden, kandan beslenmeyen, nihai kararı seçmene bırakmayı kabullenmiş siyasi partilerimiz, kişilere dönük takıntılarla demokrasiyi şirazesinden çıkartacak söylemlerden kaçınsalardı daha doğru olmaz mıydı?
Adeta kan davası güdermişçesine saldırdıkları rakip siyasi figürlere sadece muhalif olarak değil de "Onlar icraatlarıyla, hizmetleri ile neleri değiştirdiler ve biz eleştirilerimizle neleri değiştirebiliyoruz" diyerek yaklaşsalardı...

Ölmeleri şart mı?
Mesela Menderes'i astıktan sonra onun adını havaalanına vermek acaba teşekkür etmeye yetiyor mu?
O güne kadar kimsenin göze alamadığı reformları gerçekleştiren, içe kapalı bir ekonomiyi dünyaya açan, bir askeri darbe döneminden Türkiye'yi demokrasiye sancısız taşıyan Turgut Özal'a yönelik eleştiriler, çoğu zaman hakaret ve aşağılama çizgisine de dayanmadı mı? Onun cumhurbaşkanı olmasını hazmedemeyenlerin, "Çankaya'nın şişmanı-İşçi düşmanı" diye slogan atmalarını unuttuk mu?

Ağıt dökenler

Derken Özal aniden vefat etti. Bir yıldız gibi gelmişti bir yıldız gibi sonsuzluğa karıştı... Onun arkasından yakılan ağıtları dinler, onun hizmetlerini ve kişiliğini öven yazıları okurken, yapılan konuşmaları dinlerken şaşırmıştım. Sağlığında onu yerden yere vuranlar, onun ülkeye yaptığı hizmetleri anlatmakta yarışıyorlardı.
Sonuçta ne olduğunu da hep birlikte yaşadık... Özal sonrası dönem ekonomik iflasla ve 28 Şubat darbesi ile gelen siyasi iflasla sonuçlanmadı mı? Çünkü siyaset etmeyi sadece Özal'a saldırmak zanneden kadroların, ülkenin geleceğine dönük alternatif bir projeleri yoktu...

Kaçınılmaz bir soru

Kısacası sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saldırarak siyaset yapanların, bir noktada durup düşünmeleri gerekiyor... "Erdoğan icraatıyla, hizmetleri ile neleri değiştirdi ve biz eleştirilerimizle neleri değiştirebileceğiz" sorusuna da cevap aramaları gerekmiyor mu?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA