Amerika ile Sovyetler asında Soğuk Savaş varken ve insanlar kendilerini "Sağcı- solcu" ya da rejimler kendilerini "Kapitalist- sosyalist" diye konumlandırırken meğer hayat ne kolaymış... Doktriner ideolojilerin müzeye kaldırılması ile her şey amma da karmaşıklaştı...
Kavga etmek isteyenler ve bu kavgalarını ille de bir kampa yerleştirmek isteyenler, etnik, mezhepsel ve benzer farklılıklar üzerinden kavgalarına zemin aramaya başladılar. Dünün solcuları bugün, dünün sağcılarına taş çıkartacak faşist söylemlerle meydanlardalar.
Anti-Erdoğanizm
Bir de kişilere dönük öfke ve nefrete dayalı söylemler ve eylemlerle siyaset etmeyi "İlkelilik" olarak görenler yok mu? Örneğin bizde "Anti- Erdoğanizm"in bir yansıması HDP ile MHP'nin siyaset pratiğinde aynı söylem ve eylemde birleşmeleri, buna örnek olamaz mı? "Neo-conlar" ile "Kemalistler"in veya "Gülenciler" ile "Laikçiler"in ittifakları da bu örnekler arasında değil mi? Ya da Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP ile MHP'nin Erdoğan'a karşı ortak aday çıkartmalarını unutmak mümkün olabilir mi?
Merkez ve çevre
Modernleşme, bir anlamda zamanın da değişimin de hızlanmasıdır... Bunu da yakın düne kadar "Merkez" ve "Çevre" kavramları kapsamında değerlendirilen siyasi partilerin hızlı bir şekilde konum değiştirmeleri ile gördük... Bu açıdan resmi ideoloji ile çelişen AK Parti ve HDP "Çevre partileri" değiller miydi? Ama şimdi kimin merkezde kimin çevrede olduğu belirsiz.
Saflar karıştı
7 Haziran seçim kampanyasındaki söylemleri ile AK Parti bir merkez partisi havası estirmedi mi? Bugüne kadar başarı ile oynadığı "İktidardaki muhalefet" rolünü buzdolabına kaldırıp "Biz devletiz, biz yaparız onlar konuşurlar" söylemine kaymadı mı AK Parti?
HDP ise Erdoğan'a ve AK Parti'ye karşı eski merkez partileri olan CHP ve MHP ile aynı çizgiye girdi... "Çözüm Süreci"ni sonuca ulaştıracak ve "Kürt realitesi"ni kalıcı çözüme kavuşturacak söylemler yerine, "Seni başkan yaptırmayacağız" sloganı ile "Çözüm"ün mimarı Erdoğan"ı hedef aldı...
Uyum kolay değil
Sonuçta şimdi HDP, PKK ile birlikte "Çevre"nin de dışına kaymış durumda... Sınır dışındaki merkezlerde yakınlık aramaktalar... Amerika ile Avrupa arasında ve Pensilvanya ile Tahran arasında bu arayışları sürmekte...
Eski model kamplaşmaların siyasete yeniden şekil vermesi pek mümkün değil. Ama seçmenlerin bir anda yeni düzene göre oylarını yönlendirmeleri de çok zor... Nitekim kendilerini solcu zannedenler hâlâ merkezde takılmayı "Devrimcilik" zannetmiyorlar mı?