Gündemimizi işgal eden son dramatik gelişmeler dolayısıyla Türkiye'nin bütün "Ulusal sorunlar"ının aynı zamanda "Uluslararası sorunlar" olduğunu bir kez daha gördük. Neticede ülkenin bütünlüğünü ve güvenliğini tehdit eden PKK terörizmi ile yeniden mücadeleye başlanırken, zihinlerde "Bu konuda ABD ne diyor" sorusu yok muydu? Aklı başında olan her siyasetçi iç dinamiklerle dış konjonktür arasındaki dengeyi gözetmek zorundadır.
Neticede seçmenin iktidar yaptığı siyasetçilerin ve partilerin, Amerikan destekli askeri darbelerle nasıl devrildiklerini defalarca görmedik mi? Son olarak da "Madem IŞİD'le savaşıyor, o zaman PKK (veya PYD) ABD'nin müttefikidir" algısının, hem HDP'lileri hem de Kandil'dekileri nasıl zıvanadan çıkardığına tanık olmadık mı?
İlkesiz siyaset
ABD'nin gücünü ve dünyanın her coğrafyasında hissedilen ağırlığını hesaba almamak, elbet mümkün değildir. Ancak aynı şekilde ABD'nin de çıkarlarına dayalı hesaplarından kaynaklanan ilkesizliklerle dolu bir siyaset izlediğini de bilmek gerekiyor. Bu gerçeğe ilişkin somut örneği ABD'nin müttefiki ve dostu olarak kabul edilen ülkelere dönük olarak izlediği farklı siyasetlerde görebiliriz. Mesela ABD Başkanı Obama son Kenya ziyaretinde bu ülke yönetiminin eşcinsellere karşı hoşgörülü davranması gerektiğini vurgulayan bir konuşma yaptı. Aynı Obama'nın bir diğer müttefik ve dost ülke olan Suudi Arabistan'da bırakın eşcinsellerin hakları konusunu, araç kullanmaları bile yasak olan kadınların hakları konusunda Suudi yönetimine uyarıda bulunabileceğini düşünebilir misiniz?
Bunlar da aydın
Kısacası Türkiye'nin yönetiminden sorumlu olan seçilmişlerin "ABD ne düşünüyor" sorusunu hep zihinlerinde tutmaları elbet gereklidir. Ama kendilerini "Aydın" olarak gören, elleri kalem tutan ve ağızları laf yapan kesimlerin, ABD'ye ve Amerikan medyasına endeksli bir düşünce dünyası içinde Türk siyasetine yaklaşmaları doğru değildir.
Saçmalıklar
Bir düşünün... Türkiye'nin El Kaide'nin yaratıcısı ve lideri Bin Laden'e sığınma hakkı verip, Türkiye'de barındırması mümkün müydü? Ama Türkiye'deki devlet düzenini ve demokrasiyi hedef alan ve dini inançları istismar eden bir örgütün başı, ABD'de korunarak yaşayabilir. Bu coğrafyadaki bazı gezi zekâlılar da "Amerika Siyasi İslam'ı ve bu arada AK Parti'yi tasfiye etmeye karar verdi" tekerlemesi ile günlerini geçirirler... Tıpkı PKK'nın "ABD bizden yana" içerikli yanılgısı sonunda Amerikan yapımı F-104'lerin bombaları ile karşı karşıya kalması gibi bir durumdur bu.
Biraz görebilseler
İngilizce'de "Roma'da Romalı gibi davran" (When in Rome, do as the Romans do) anlamına gelen bir deyiş vardır. Türkiye'de Türkiyeli gibi davranmayan ve "ABD kimden yana" sorusuna takılanlar, Obama'nın Kenya'da Kenyalı, Suudi Arabistan'da Suudlu ve kendi ülkesinde de Amerikalı gibi davrandığını görebilmelidirler.