AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı "Yeni Türkiye Sözleşmesi"nin maddeleri arasında partili partisiz tüm yurttaşların "Evet" demesi gerekenler var... Keşke CHP'nin reklamcıları bu maddelere de alkış tutulan filmler yapabilseler... Belki de Davutoğlu bu metni noterde tescil ettirmediği için, bazıları bunu görmezden gelecektir.
Bu maddelerden bazılarını, gözden kaçırmış olanlar için hatırlatayım:
Etnik, dini, mezhebi ve bölgesel zenginliğimiz, kadim ortak geçmişimizin güzel yansımalarıdır ve vatanımızın asli sahipleri ve devletimizin eşit vatandaşları olduğumuz gerçeğinin en güçlü dayanaklarıdır.
Onurlu bir hayat
İnsan onuruna yakışır bir kültürel ve ekonomik gelişmişlik seviyesine sahip olmak 'insanı yaşatmak' idealinin ayrılmaz unsurudur ve devletin asli sorumluluğu vatandaşlarının onurlu bir hayat sürmelerine zemin oluşturacak siyasi, kültürel ve ekonomik şartları sağlamaktır.
Özgürlük, eşitlik ve adalet değerleri üzerine inşa edilecek yeni anayasal düzenimizin en temel ilkesi, ahlaki referansı ve ruhu insan onuru olacaktır.
İnsan onuru ancak ve ancak insanın tercih ve irade gücünü yansıtan özgürlükler ile hayat bulabileceğinden, yeni anayasal düzenimizin odağında insan hak ve özgürlükleri yer alacaktır.
Egemenlik milletin
Devlet mekanizmaları toplum üzerinde egemenlik kurma araçları değildir.
Cumhuriyetimizin demokrasi ile taçlanması geri döndürülemez bir kazanımdır.
Millet tarafından doğrudan seçimle işbaşına gelen TBMM, yasama görevini yaparken hiçbir şekilde ve hiçbir güç tarafından baskı altına alınamaz.
TBMM'nin 7 Haziran seçimleri sonrasında öncelikli asli görevi ülkemizin ilk sivil anayasasını uzlaşı kültürü içinde yazmaktır. Ülkemizin bütün siyasi partilerini ve sivil toplum kesimlerini bu uzlaşının oluşumuna katkıda bulunmaya davet ediyoruz.
Başkanlık sistemi
2007'de yapılan anayasa reformunun ilk uygulaması olarak 2014'te Cumhurbaşkanı'nın doğrudan halk tarafından seçilmesi ile birlikte idari yapının Başkanlık sistemi yönünde yeniden yapılandırılmasını, yetki kargaşasının giderilmesi ve hesap verilebilirliğin gerçek anlamda tesisi için gerekli görmekteyiz.
Kamu otoritesi sadece ve sadece yetkiyi demokratik seçimlerle halktan almış yürütme erki sahiplerince kullanılır.
Bürokraside hiçbir gerekçeyle yatay ya da paralel örgütlenmelere izin verilmez. Bürokratik hiyerarşiyi dolayısıyla da devlet düzenini bozan uygulamalara karşı gereken tedbirler alınır.