Kendisine taze incir yerine patlıcan ikram edilen Temel "Bunu hem uzatmışsınız hem de tadını kaçırmışsınız" diye tepki göstermiş ya... "Muhalefet edeceğiz" diye hemen her konuda işin suyunu çıkartanlar da bunu hem uzattılar, hem de işin tadını kaçırdılar.
Son örnek Süleyman Şah Türbesi'ndeki askerlerimizin IŞİD tehdidinden kurtarılmaları ve Türbe'nin başka bir mekâna taşınması operasyonuna gösterilen saçma sapan tepkilerden verilebilir.
Düşünün... Türbedeki askerlerimiz Musul Konsolosluğumuz personeli gibi IŞİD tarafından rehin alınsaydı... Ve içlerinden biri Ürdünlü pilot gibi diri diri yakılsaydı, bunun sonu nerelere kadar uzanırdı? Bu ihtimali aklı başında herkes gördü. Ve başarılı bir operasyonla hem Türbedeki askerlerimiz hem de Türbe sınıra daha yakın bir mekâna taşındı.
Ne demişti?
Ve hatırlayın...11 Haziran 2014'te IŞİD tarafından Musul başkonsolosluğumuza yapılan baskın ile 49 vatandaşımız rehin alındığında Kemal Kılıçdaroğlu ne demişti?
- Kendi bayrağı indirilecek, vatandaşı rehine alınacak ama sesi çıkmayacak.
Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Neden uyarıldığı halde Musul Konsolosluğu boşaltılmadı? Asıl sorulması gereken, hangi gerekçe ile zamanında boşaltmadınız orayı?
Bu rehineler MİT operasyonu ile kurtarıldıktan sonra ise Kılıçdaroğlu'nun yardımcısı Sezgin Tanrıkulu TBMM'ye verdiği önerge ile "Yurttaşlarımızın kurtarılması karşılığında, Türkiye'de tutuklu veya hükümlü bulunan kişilerin takası söz konusu olmuş mudur" sorusunu yöneltmişti Hükümet'e...
Operasyon sonrası ne dedi?
Peki son Süleyman Şah Türbesi operasyonundan sonra ne dedi Kılıçdaroğlu?
- Teröristin önünde eğilen, vatan toprağını satan hükümet, yarın karşılaşılacak diğer tehditlere karşı ilk işinin 'kaçmak' olacağını gösterdi. Güçlü devlet karşılaşılan ilk tehditte topraklarını bırakıp kaçmakla değil, teröristlere dersini vermekle olunur.
Kendisinden para isteyen akrabasına gönderdiği mektupta Temel'in neler yazdığını hatırlayın...
- Sevgili akrabam, okuma yazman az olduğu için kolay okuyasın diye bu mektubu ağır ağır yazıyorum. Benden para istemişsin. Mektubu yazıp zarfa koyduktan sonra bunu hatırladım, bir sonraki mektubumda buna değineceğim. Temel.
Bir anlayabilse...
Acaba sevgili Murat Bardakçı Habertürk'teki yazısını ağır ağır yazıp, Kılıçdaroğlu'na gönderseydi olayın ne olduğunu ona anlatabilir miydi? "Mezarların nakli konusu, bölgeye hâkim olan IŞİD'in her an bir çılgınlık yapabilecek olması ve bunun neticesinde Türkiye'nin savaşa girmesi ihtimalinin artması üzerine, bundan birkaç ay önce Ankara'nın gündemine geldi. Tek bir askerimizin bile IŞİD tarafından katledilecek olması sonu gelmeyecek gibi görünen bir Suriye macerasına atılmamız ile neticeleneceği için mezarların nakledilmesi görüşü ağırlık kazandı ama hem bu kararın kabulü hem de hazırlıklar vakit aldı."