CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Karadeniz sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle kahvaltı ederken "Dört yıl içinde fındık borsasını kuramazsam siyaseti bırakacağım" içerikli bir konuşma yapmış... Kılıçdaroğlu'nun yardımcısı Gürsel Tekin de "İktidar olursak gazetelere el koyacağız" demiş. Kılıçdaroğlu "Benim yönetimimdeki CHP 7 Haziran genel seçimlerinde de bir kez daha hezimete uğrarsa siyaseti bırakacağım" deseydi, bu konuşması siyasi açıdan daha gerçekleşebilir bir vaat içermez miydi?
Acaba siyasetçilerin vaatler konusundaki hedefleri ne kadar ulaşılmaz olabilir ki? Mesela Kılıçdaroğlu "İktidar olsaydık Süleyman Şah türbesindeki askerlerimizi kurtardıktan sonra gidip Şam'ı da fethederdik" diyebilir miydi? Ya da Gürsel Tekin "İktidar olsaydık CHP'li Şişli Belediyesi'nde olup bitenlere izin vermezdik" mi dese daha doğru olurdu?
Aya gideceğiz
Bir dönemde siyasetçilerin her şeyi vaat etmelerine ve bu vaatlerden hiçbirisinin gerçekleşmemesine alışmıştı dünya... Maktul ABD Başkanı John F. Kennedy'nin 1962'deki konuşmasında "Önümüzdeki 10 yıl içinde aya gideceğiz" demesi de bu çerçevede karşılanmıştı... Ama sonra Amerikan astronotu Armstong 1969'un 20 Temmuz günü gerçekten aya ayak basınca, vaat edilen her şeyin gerçek olacağına inanmaya başladı dünya insanları...
Bu topraklarda yaşayan bizler için de siyasetçilerin vaatlerini "Nasıl olsa gerçekleşmez" diyerek dinlemek, alışılmış bir davranıştı... Ama 1980'lerden başlayarak Türkiye'nin bir ihracat ülkesi de, bir turizm ülkesi de olabileceğini gördük... Siyasetçilerin "Vizyon" sahibi olabileceklerine inandık... Aynı şekilde 2005'te TL'den altı tane sıfırın atılmasını balon olarak görenler, şimdi Boğaz'ın altından tünelle geçilmesini de doğal karşılamaktalar.
Artık inanıyoruz
Herhalde hepimiz Türkiye insanının her alanda dünya ile rekabet edebileceğine artık inanıyoruz. Düşünün ki bir dönemin 2-3 milyar dolarlık ihracatının yüzde 80'i tarım ürünü olan Türkiye'nin 2014'teki 157 milyar dolarlık ihracatında sanayi ürünlerinin payı yüzde 82'ydi... Bunun gibi THY'nin ünlü havayolu şirketlerinden geri olmadığını görmedik mi? 1980'de Türkiye'deki toplam turistik belgeli yatak sayısı Yunanistan'ın Girit adasındakiler kadardı. Şu anda ise bu sayı 800 bine dayanmış durumda... Ve Yunanistan'ın toplam yatak sayısından (693 bin) ilerideyiz.
Kısacası siyasetçilerimiz bilmeliler ki Türk toplumu onların vaat ettiklerinin sonunda gerçek olacağına artık inanıyor. Yeter ki onların yarına dönük hayalleri toplumun hayal ettiklerinin gerisinde kalmasın. Türk toplumu artık kendine güveniyor... Dediği dedik siyasetçilere alıştık artık... Ve her denilene laf yetiştirmeyi muhalefet etmek sanan iktidarsız siyasetçilerden bıktık artık.