Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisine ters düşen davranışlar ve söylemler kimden gelirse gelsin, onları rahatça eleştiriyor. Dün de TÜMSİAD'ın (Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği) Genel Kurulu'nda TÜSİAD'çılara ve kendilerini "Cemaat" olarak sunan "Paralel Yapı"ya yüklendi.
Erdoğan TÜSİAD'ın eski Başkanı Haluk Dinçer'in "Cumhurbaşkanı muhatabımız değildir" içerikli açıklamasına ilişkin olarak, Dinçer'in adını anmadan şöyle konuştu:
"-Muhatapları cumhurbaşkanı değilmiş. Sen kimsin ya, sen kimsin. Bu fakiri milleti muhatap görmüş. Sen beni muhatap görsen ne yazaaar, görmesen ne yazaaar..."
Milli değiller
cumhurbaşkanı, paralel yapının dini hassasiyetleri de kullandığını ve sapkın bir yol çizdiğini söylerken de şöyle konuştu:
"-Bunlar milli değiller, yerli değiller... Samimi insanların hâlâ o çatı altında durmasının bir gerekçesi olamaz. Bu yapının MOSSAD'la işbirliği yaptığını göremiyorlarsa yazıklar olsun"
Özeleştiri yapmak kolay mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konumu ve gücü açısından Türkiye'deki herkesi eleştirebilmesi mümkün... Burada sorulması gereken soru şu olmalı: -Acaba Erdoğan'ın eleştirilerine hedef olanları kendi çevrelerindeki insanlar da eleştirebiliyorlar mı? "Özeleştiri" mekanizmaları şirketlerde, holdinglerde, cemaatlerde ve TÜSİAD benzeri kuruluşlarda çalıştırılabiliyor mu?
1980'li yılların bir gününde Vehbi Koç'un İstinye'deki apartman katında, karşılıklı oturmuş sohbet ediyorduk. Bir ara Vehbi Koç'un yüzü sararır gibi oldu. "Mehmet Bey galiba tansiyonum oynadı, nabzımda bir tuhaflık var" dedi.
Kalfanın ürkekliği
Kalktım, civardaki eczanelerden birini arayıp, tansiyon bakmasını bilen birini göndermelerini istedim. Adresi verdim. Kısa süre sonra kapı çalındı. Elinde tansiyon ölçme aleti bulunan çok genç bir eczacı kalfası gelmişti...
Genç kalfa tansiyonuna bakacağı kişinin Vehbi Koç olduğunu öğrenince şaşırdı, heyecanlandı. Elleri titreyerek aleti Vehbi Beyin koluna taktı. Pompayla şişirdi sonra havayı salıvererek, yüksek ve düşük sayıları anlamaya çalıştı. Bu sırada hiç konuşmuyordu. Sonunda aleti Vehbi Koç'un kolundan çıkardı, elinde aleti tutarak pencere kenarına gidip, rakamların göründüğü ekrana bakar gibi yaptı.
-Vehbi Beyefendi, sizin yüksek ve alçak tansiyonunuz ne kadardır, diye sordu.
Gerçekler ürkütücü olabilir
Belli ki tansiyonu ölçerek bulduğu sayılar, normalin üzerinde ya da altındaydı. Ama bunu söyleyecek cesareti yoktu. Vehbi Koç'un vereceği sayılara uygun olan bir sonucu söyleyerek bu belayı atlatmayı düşünüyordu. Vehbi Koç da ben de eczacı kalfasının ürkeklikten kaynaklanan bu cinliğine gülmüştük. Ama daha sonra bir doktor çağrılarak tansiyona baktırıldı ve gereken önlemler alındı.
Acaba bu genç eczacı kalfasının davranışının, genel olarak her alanda tekrarlandığına tanık olmaz mıyız? Mesela Fethullah Gülen'in kolunu sıyırmadan ceketinin üzerinden tansiyonunu ölçen şakirdinin görüntülerini unuttuk mu?