Kemal Kılıçdaroğlu ile Devlet Bahçeli'nin Tayyip Erdoğan'a rakip olacak nitelikte ortak bir cumhurbaşkanı adayı bulma çabaları bakalım ne kadar sürecek?
Aslında Devlet Bahçeli, siyasete ve olaylara bakış açısından Kemal Kılıçdaroğlu'ndan çok farklı bir siyasetçi... Ortalığı karıştırmaktan ve sokak eylemlerini körüklemekten özenle kaçınıyor. İstikrara ve düzene bakış açısı daha çok Tayyip Erdoğan'a yakın...
Kısacası Kılıçdaroğlu ile ortak bir isimde birleşmeleri pek kolay değil.
Aslında Bahçeli açısında siyasi mantığa uyan tercih, MHP'nin de Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesine destek vermesidir... Bir nevi sonucu şimdiden belli olan bu seçim ertesinde Çankaya'ya çıkacak Erdoğan'a bu şekilde, "Biz seni desteklemeseydik seçilemezdin" baskısını sürekli yapabilir Bahçeli...
Gül artık tarafsız değilmiş
Hem de MHP tabanı kendisine yabancı olan kavramların ve söylemlerin temsilcisi olacak CHP katkılı bir "Çatı Adayı"na oy vermesi için zorlanmamış olur. Ayrıca Erdoğan'sız AK Parti'nin ilerideki seçimlerde zayıflaması halinde de oluşacak AK Parti-MHP koalisyonunun temelleri de atılmış olur.
Bu yazdıklarım tabii ki gerçek gündemin bugünkü işaretlerine pek uyarlı değil... Ama bu gerçek gündemin yansımaları da, zaman zaman insanı güldürecek gelişmelere ve açıklamalara dayanmıyor mu?
Mesela CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu dün Sütlüce'deki Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği Genel Merkezi'ne (MÜSİAD) yaptığı ziyarette gazetecilerle konuşurken "Çatı Adayı" konusuna da girmiş ve "Sayın Abdullah Gül, Danıştay toplantısından sonra tarafsızlığını büyük oranda yitirdi. Bizim gündemimizde Sayın Gül yoktur" demiş.
Peki ya Bahçeli ne demişti?
Belki hatırlarsınız... O Danıştay toplantısından sonra Devlet Bahçeli de toplantıya damgasını vuran tartışmalı konuşmanın seslendiricisi Baro Başkanı Metin Feyzioğlu'nu, kıyasıya eleştirmişti. Bahçeli MHP Grup toplantısındaki konuşmasında "Barolar Birliği Başkanı'nın kendini beğenmiş tarzı, her satırı siyaset kokan açıklamaları Başbakan'ı tahrik etmiştir" demişti.
Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olarak Abdullah Gül'ü aday göstermeme kararı, herhalde Gül için şok etkisi yaratacak bir açıklamadır. Bakalım Cumhurbaşkanı Gül bu şokun olumsuz etkilerinden kurtulup, kendine gelebilecek mi?
Geriye kim kalıyor?
Ama ya Bahçeli'nin de Danıştay toplantısından sonra tarafsızlığını yitirip, Metin Feyzioğlu'nu hedef almasına ne demeliyiz?
Acaba Baro Başkanı Feyzioğlu "Çatı Adayı" olur mu? Ya da acaba Fethullah Gülen'e Amerika'da önce bir ortaokul ve lise sonra da bir üniversite diploması aldırıp onu "Çatı Adayı" yapmak daha doğru bir tercih midir? Seçilirse görevini Çankaya yerine Pensilvanya'da yapar... Böylece devletin bir ayağı da Amerika'da olur.