Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Zaman ile değişim de bazen yamyamlaşırlar

Vatikan'ın Afrika'daki yamyamlar kabilesine onları Katolik inanca bağlaması için gönderdiği misyoner onlara o kadar çok vaaz verip nasihat etmiş ki, sonunda yamyamlar bıkmışlar... Misyoneri yemişler.
Sırtında yönetimin ve siyasetin riski olmayanların ve özellikle bazı köşe yazarlarının "Bu iş öyle yapılmaz, böyle yapılır" diyerek sürekli vaaz verip nasihat etmelerini izlerken, hep o fıkradaki misyoneri hatırlarım.
Yazılı medyanın kökeninde iki ana ekol vardır. Avrupa kaynaklı basın sınıfsal kökenlidir... Avrupa gazeteleri hâlâ sağ veya sol olarak nitelenirler. Amerikan medyası ise, haberin maddi değer taşıdığı inancına dayalı olarak fonksiyonel bir yapı üzerinde oluşmuştur. Zaten Amerika için "Liberal" görülen, Avrupa'nın "Sol"udur. Amerika'nın Muhafazakârı ise Avrupa'nın bir nevi gericisi ve hatta ırkçısıdır...

Karmaşık yapı

Bizde Osmanlı'dan Cumhuriyet'e ve sonra da çok partili demokrasiye geçişte ağırlıklı basın için ana tercih, Devlet'e yakın olmak şeklinde belirlendi. Özellikle iktidardaki siyasetçilere yakın olmak medya sermayesi için öncelikli meseleydi. Siyaset ve düşünce yelpazesinin kanatları, önem ve anlam taşımazlardı. Nasyonal Sosyalizme yakın ideolojik konumlar döneme göre bazen Kemalizm, bazen de Sosyal Demokrasi biçiminde algılanırdı... Devletle içli dışlı ilişkiler ise, basın sermayesine maddi güvenceleri ve ayrıcalıkları getirirdi.
Bu düzen, tüm Türkiye ile birlikte değişiyor.
Ama değişimin farkında olmayan kesim hâlâ eski rüzgârların estiği yanılgısı içindeler... İktidarı "Merkez"in veya "Derin Devlet"in belirleyemediği bir yeni dönem bu... "Seçmen" artık siyasetin tek seçicisi!

Alternatifsizlik bunalımı

Bu yeni dönemde ne yazık ki iktidara alternatif olacak güçte muhalefet partileri oluşamadı. Mesela ana muhalefet CHP "6 Ok"tan hangilerinin yurt ve dünya gerçekleri tarafından devre dışı bırakıldığını tartışacak siyasi cesarete hâlâ sahip değil... Galiba biraz da bu nedenle bazı köşe yazarları kendilerini iktidara alternatifmiş ve Başbakan Erdoğan'a rakipmiş gibi görüyorlar ve böylece muhalefet boşluğunu doldurdukları yanılgısına düşüyorlar.

Zaman ve değişim

Bu arada bol bol nasihatler veriyorlar... Zaman zaman da ölçüyü kaçırıp eleştiriyi hakarete dönüştürüyorlar. Oy verenlere saygı duymak yerine onları aşağılamayı, düşünce özgürlüğünün yansımaları biçiminde sunuyorlar. Sokak kalkışmalarından demokratik çözümlerin çıkabileceğini zannediyorlar.
Ve "Sessiz Çoğunluk" onları izlerken, bu kargaşaya bulaşmadan seçim sandığının önüne gelmesini sakin biçimde izliyor.
Bu gerçek fıkradaki yamyamlar, "Zaman" ve "Değişim" denilen insan yiyicilerdir...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA