Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Bir elinde cımbız, bir elinde ayna / umurunda mı dünya

Putin Rus Çarlığı'nın 1867'de 7.2 milyon dolara (bugünkü rayiçle 121 milyon dolarmış) Amerika'ya sattığı Alaska'yı geri almaya kalkışırsa, ne olur acaba? Ya da Fransızlar, Napolyon'un 1803'te Amerika'ya 60 milyon Frank'a (15 milyon dolar) sattığı Louisiana'yı geri almak isterlerse...
Bu tür hayal senaryoları ancak filmlere konu olabilir. Gerçek senaryoları ise hepimiz ibretle seyrediyoruz...
Örneğin Lübnan'daki Suriyeli mültecilerin sayısı 1 milyona ulaşmış. Ürdün'deki Suriyeli mültecilerin yerleştirildiği Zaatri kampı ise, nüfusu itibariyle bu ülkenin dördüncü büyük kenti konumuna gelmiş... Türkiye'de de 600 bin Suriyeli mültecinin bulunduğunu biliyoruz.
Kısacası 2.5 milyon Suriyeli kendi ülkelerinde yaşayamadıkları için komşu ülkelere sığınmış durumdalar... Ve kimse bu insanların evlerine, yurtlarına can ve mal güvenlikleri sağlanmış biçimde ne zaman geri dönebileceğini bilmiyor...

Aynı coğrafya

Bu insanların içinde bulunduğu durum kimsenin umurunda değil. ABD'nin resmi sözcüleri, Türkiye'de Twitter'ın açık veya kapalı olmasıyla daha fazla ilgileniyorlar.
Düşünün ki 1'inci Dünya Savaşı'nın bizim için yenilgiyle sonuçlanmasından önce Antep, Halep vilayetine bağlıydı... 2'nci Meşrutiyet Meclis-i Mebusan'ında, Şam milletvekilleri de vardı.
Yani ha Suriye ha Türkiye, ha Irak... Aynı tarihin ve aynı coğrafyanın kardeş kıldığı insanların yaşadığı ülkeleriz... Irak'ta Saddam Kürtler'e saldırdığı zaman, onlar için en doğal davranış Türkiye'ye sığınmak olmuyor mu?
Bu coğrafyada ve bu jeopolitik ortamda, Türkiye'nin dirliğini, istikrarını, düzenini hedef alıp, "Demokratik siyaset yapıyoruz" diyerek çözümü sandık yerine kinde, nefrette ve sokak eylemlerinde aramak hangi akla sığar?

Aklımızı başımıza toplayalım
İşte görüyoruz... Ne Kırım'ın Ukrayna'dan Rusya'ya geçmesi, ne Suriye'de 160 bin kişinin öldürülmesi ve 2.5 milyon insanın ülkelerini terk etmek zorunda kalması, ne de Mısır'da demokrasinin katledilmesi, fazla önem taşıyor... Bu olayları dikkatle izliyorlar.
Hatırlayın... 1979'da Sovyetler Afganistan'ı işgal ettiğinde Amerika'nın gösterdiği reaksiyon, sadece Moskova Olimpiyatları'nı boykot etmek olmamış mıydı? Kendilerini "Gelişmişler" olarak gören ülkeler bu olayları sadece protesto ederek, izliyorlar.
Aynı durumu biz de yaşamadık mı? Güneydoğu'daki örtülü iç savaşta on binlerce insanımız canını verirken, bizi de dikkatle izlemediler mi? Ve şu anda içinde bulunduğumuz "Barış Süreci"ni onlar değil, biz başlattık.
Düne kadar "İlle de Kürt- Türk barışı olsun" diye yazıp çizenlerin bugün "İlle de Tayyip Erdoğan gitsin" takıntısı ile barışı da, demokrasiyi de, istikrarı da yok saymaları, olsa olsa akılsızlıktır, bilinçsizliktir...
Bu kadar akılsızlığa tanıklık etmek de insanı yoruyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA