Yerel seçimlerde hangi siyasetçilerin galip geldiğini ve kimlerin seçimden yenilgi ile çıktığını anlamak için, rakamsal sonuçları değerlendirmek akla en uygu yöntemdir...
Ancak bu değerlendirmeyi yaparken insanın doğasından kaynaklanan bazı olguları da, hiç unutmamak gerekiyor... Mesela bir siyasetçi girdiği hiçbir seçimde galip gelmemişse, onun için seçimi kazanmak değil sürekli yenilmeye rağmen ayakta kalabilmek, başarının ölçüsü olur.
MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun seçim sonuçlarına ilişkin açıklamalarını da, bu gerçeğin ışığında değerlendirmekte yarar var.
Yaşlı bir hanımın balıkçı ile diyalogunu belki duymuşsunuzdur...
Bu hanım balıkçıdaki tezgâhtara
"Sattığın balıklar taze mi" diye sorunca tezgâhtar öfkelenmiş.
- Taze ne laf ki teyze, bizim sattığımız balıklar canlı, diye cevap vermiş.
Bu cevap yaşlı hanımı güldürmüş.
- Evladım ben de canlıyım ama taze değilim, demiş.

Ayıplı davranışlar
Lideri olduğu siyasi parti eğer her seçimden yenilgiyle çıkıyorsa, son seçim yenilgisi ertesinde de özeleştiri yapacak yerde, seçimde galip gelen partinin liderine "Hırsız", "Yolsuz" benzeri sıfatlarla saldırmayı tercih eden siyasetçi, canlı olsa da taze değildir... Bu sıfatları kullanarak sürdürdüğü seçim kampanyasının yenilgi ile sonuçlanmasından ders almamıştır...
Buna karşı geçmiş sekiz seçimde olduğu gibi 30 Mart yerel seçimlerinden de galip çıkan AK Parti lideri Başbakan Erdoğan'ın balkon konuşmasını dinlerken, onun
"Neden daha fazla oy alamadığımızın sebeplerini anlamaya çalışacağız" dediğini hepimiz duyduk.

İç kavgalar geliyor
Bu durumda demokratik siyasetin geleceğine ilişkin değerlendirmeleri yapmaya çalışırken, CHP ve MHP'ye değil AK Parti'ye ve Erdoğan'a yoğunlaşmak daha akılcı bir tutum olacaktır.
Girdikleri her seçimde yenildiklerini görmezden gelmeyi sürdüren ve yenilginin nedenlerine dönük özeleştiri yapmak yerine demokratik nezaketi zorlayan ifadelerle konuşmayı tercih eden liderleri, bundan sonra belli ki parti içi gelişmeler ve muhtemelen liderliklerini sorgulayacak olan kalkışmalar bekliyor. Örneğin bilinçli CHP tabanının Kılıçdaroğlu'na "Neden Cemaatin şubesi konumuna sürüklendik" sorusunu yöneltmesi muhtemeldir... Ya Bahçeli'ye "Seçmen katında güçlü oldukları anlaşılan Mansur Yavaş benzeri MHP'lileri, neden CHP'ye kaptırdık" sorusu herhalde yöneltilecektir.

Yerli ecnebiler
Bu arada her yazdıkları seçmen tarafından reddedilen ve halkı aşağılamayı bir alışkanlık haline getiren sözde aydın ve sözde seçkin köşebazlar da, artık bir yerde demokrasi düşmanlığını bırakmayı denemelidirler.
Kendi ülkelerinde "Ecnebi" konumunda bulunmak ve bu ülkede yayınlanan gazeteleri "Dış Basın" görüntüsüne sokmak, herhalde hoş bir durum değildir.
Bu ülkenin karar merkezinin Pennsylvania değil Ankara olduğu artık bilinmelidir.