Alman ZDF kanalının sunucusu Claus Kleber, ABD Başkanı Obama'yla yaptığı söyleşide önce "Türkiye'de şu an zor bir durum var. Gizli servisiniz, Başbakan Erdoğan'ın iletişim faaliyetlerini merak ediyordur" demiş. Türkiye'deki gelişmeler konusunda Obama'yı bu şekilde aydınlattıktan sonra da, Obama'nın "Müttefik liderleri artık dinlemeyeceğiz" şeklindeki açıklamasına değinerek "Türkiye Başbakanının iletişim faaliyetleri Başkan istemediği için bu sınırların dışında mı tutulacak" sorusunu yöneltmiş.
Obama da bu soruya "Bunu ülke ülke tartışmak istemem" diye cevap vermiş.
Bu Alman medya mensubu biraz daha geniş bir bakış açısına sahip olsaydı, Türkiye'deki "Zor durum"dan önce ABD'deki zor duruma değinir ve Başkan Obama ile Başbakan Erdoğan'ın konumları arasındaki benzerliği hatırlatırdı.
Devleti rehin almak
Şunları söyleyebilirdi mesela... - Türkiye'de devleti rehin almak istedikleri iddia edilen paralel bir devlet yapılanmasından söz ediliyor. Ama bunlar Türkiye'de yasamaya yani TBMM'ye müdahale edemediler. ABD'deki paralel devlet yapılanması ise, Kongre'deki sayılarına dayanarak devleti rehin aldılar ve bütçeyi reddederek federal devlet yapısını üç haftaya yakın kilitlediler.
Bu girişten sonra da sorusunu şöyle seslendirebilirdi...
- Acaba şimdi Çay Partisi'ni finanse eden Koch kardeşleri ve sizi yok etmeye azmetmiş yeni neo-conları dinletiyor musunuz? Bu konuda Başkanlık kurumu olarak deneyim sahibi olunduğunu, Watergate dinlemelerinden biliyoruz...
Herkes dinleniyorsa...
Madem Türkiye'ye dönük özel bir ilgi hissediyor bu Alman televizyon sunucusu... Şöyle şeyler de söyleyebilirdi Obama'yla yaptığı söyleşi sırasında...
- Sayın Başkan, Türkiye'deki her önemli gelişmede şöyle ya da böyle mutlaka ABD'nin bir katkısı vardır. Örneğin ABD Abdullah Öcalan'ı Kenya'da yakalayıp Türkiye'ye teslim etti... Öcalan'ın Türkiye'ye getirildiği yıl da şimdi Türkiye'deki paralel devletin beyni olarak gösterilen Fethullah Gülen, ABD'ye geldi. Acaba sizin istihbarat servisleriniz Gülen'i dinliyorlar mı? Çünkü 11 Eylül 2001'deki El Kaide saldırısından beri, Ulusal Güvenlik Ajansı'nın ABD'deki bütün Müslümanları dinleyip izlediği biliniyor.
Muhafazakâr bir eyalet
Böyle bir soru yöneltilseydi acaba Başkan Obama şöyle bir cevap mı verirdi?
- Fethullah Gülen'in ikamet ettiği Pennsylvania, Cumhuriyetçi Parti'nin iktidarda olduğu ve vali seçiminde neo-conların etki sahibi oldukları bir eyaletimiz. Eski bir savcı olan Vali Corbett 2010'daki seçimde oyların yüzde70'ini alarak seçildi. Böyle muhafazakâr bir eyalette, Fethullah Gülen'in dinlenilmesini yerel yönetime bırakmak herhalde daha doğru olur. Vali'nin o eyalette ikamet eden yabancı uyrukluların çiftliklerinde uçan kuştan bile haberi vardır.
TIR haberleri...
Evet... Böyle şeyler olabilir dış dünyada... Bence iç dünyamız daha eğlenceli. Mesela post-modern Don Kişot'larımız yel değirmenlerinin yerine TIR'ları koymuşa benziyorlar. Güneydoğu illerimizden hep aynı haberler gelmeye başlamadı mı? Savcıların talimatı ile polisler TIR'ları durduruyor. Kapıları açılınca da, TIR'ların içinden hep MİT'çiler çıkıyor. Hani adam çorbacıda garsonu çağırmış ve "Çorbamdan sinek çıktı" demiş... Garson gülmüş "Bu fiyata içtiğin çorbadan herhalde tavuk çıkmasını bekleyemezdin" diye cevap vermiş.