Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Yeni Türkiye'de eski alışkanlıklar bırakılmalıdır

Böyle bir fıkra vardır dünyadaki değişimin çapını vurgulayan...
Ölen adamın ruhunu karşılayan öbür dünyadaki meleklerden biri sormuş:
- Dünyada ne var ne yok bugünlerde?
Adamın ruhu gülümsemiş.
- İnanmayacaksınız ama Yahudiler savaşçı, Araplar da tüccar oldu, demiş...
Şimdiki zamanlardan 10-15 yıl önce hayata veda etmiş bir Türkiye vatandaşı yeni ölen bir arkadaşına "Türkiye'de ne var ne yok" diye sorsaydı, alacağı cevap karşısında şaşırmaz mıydı?

En büyük fark

- İnanmayacaksın ama Abdullah Öcalan, siyasete şiddeti ve darbeciliği sürmek isteyenlere karşı barışı ve demokrasiyi savunuyor... O kadar ki, son açıklamasında "Ülkeyi bir darbe ateşiyle yeniden yangın yerine çevirmek isteyenler bizim bu ateşe benzin taşımayacağımızı bilmelidir.
Her darbe teşebbüsü bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da karşısında bizi bulacaktır
" diye açıkladı tutumunu...
Türkiye'de siyasete heves eden herkesin "Yeni Türkiye"nin eskisinden bu temel farkını görmesi gerekiyor.
Çözümsüz gibi görünen, demokrasinin de, iç barışın da topallamasına neden olan, toplumun bir bölümü için temel insan hak ve özgürlüklerinin yok sayılmasına yol açan ve ideolojik devlet tarafından bir "Sosyolojik Gerçek" değil de bir "Güvenlik Sorunu" biçiminde değerlendirilen bu kronikleşmiş kriz konusunun "Çözüm Süreci"nde bulunması, Yeni Türkiye'nin eskisinden en temel farkıdır.

Öcalan kadar bilinçli olmak
Ve kendilerini hem bilinçli hem de akıllı olarak gören tüm siyaset heveslilerinin birinci görevleri, bu sürecin nihai çözüm noktasına ulaşması için gereken katkıyı sağlamalarıdır.
Bir başka deyişle herkesin en az "Bugünün Abdullah Öcalan'ı" kadar akıllı ve bilinçli olması gerekiyor.
Dünün "Bölücü terörist"i eğer "Artık silahlar sussun, siyaset konuşsun" diyebiliyorsa, eski cuntacılar da, derin medya da ve paralel devletin görevlileri de "Artık darbeler dönemi bitsin, milli iradenin kararına saygı gösterilsin" diyebilmelidirler.
Bu noktada Öcalan'ın son mesajından alıntı yaparak yazıyı noktalayalım:

Cennet ve cehennem
"- Savaş bir cehennem ise barış cennettir. Biz, bir ayağımızı cehennemden çıkarttık ama diğer ayağımızı da çıkarma konusunda ortaya konan engeller mani olduğu için arafta beklemekteyiz... Bu cehennemi şartlardan bir an önce ülkemizi ve bölgemizi kurtarmak için herkes ivedilikle ve sarsılmayacak bir irade ortaya koymalıdır.
- Yaşanan son gelişmeler de göstermektedir ki, süreç bir an önce tahkim edilip, tam demokratik bir ülke inşası gerçekleşmezse içeride ve dışarıda savaş isteyen demokrasi düşmanı güçler komplolarına hız vereceklerdir. Bu topraklar iki yüz yıldan beri hep bir darbe ateşiyle kavrulmaktadır. Bizim geliştirdiğimiz süreç anti darbecidir. Ve demokratik bir toplumu hedeflemektedir.
"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA