Dört gün önce "Aydın Doğan Barış Açılımı'nda olduğu gibi sokak eylemleri konusunda da Hürriyet yazarlarını yine uyarmalıdır" diye yazdığım için, Ahmet Hakan haksız ve kırıcı ifadelerle benim hakkımda ileri geri yazılar yazdı.
Dün Başbakan Erdoğan'ın eski danışmanı Akif Beki'nin Hürriyet'te yazmaya başlayacağını açıklayan duyuruyu görünce, açıkçası güldüm.
Demek ki Aydın Doğan yazarlarına bir mektup yazmak yerine, yazması gerekenleri haftada dört gün Hürriyet'teki diğer köşelere hatırlatacak bir ismi bu gazeteye köşe yazarı olarak atamayı daha uygun görmüş.
Akif Beki'ye başarılar dilerken, Aydın Doğan'ın ustalığına da şapka çıkartıyorum.
Kendini sözcü sandı
Bu arada Ahmet Hakan'a da kendinden menkul "Aydın Doğan sözcüsü" olmaktan artık vazgeçmesini öneriyorum.
Bir şeylerin sözcüsü olduklarını ve "İleri gelenler" katına yükseldiklerini zanneden yeni yetmelerin, bir anda "İleri gidenler" konumuna yerleştirilmeleri ilk defa görülmüyor. Bunların geçmişte nasıl kullanılıp atıldıklarını, sonra da nasıl davalık olduklarını hep hatırlamak gerekir.
Bir gün Deniz Feneri tellallığında, ertesi gün Odatv tahrikçiliğinde, bir başka gün de Gezi eylemleri kışkırtıcılığında rol alınarak bir hayat ve düşünce çizgisi oluşturulamaz. "Kanal 7"de 28 Şubat'a karşı çıkıp "CNN Türk"te 27 Nisan muhtırasını desteklemek arasındaki alanda yaşamak, bir gün Erbakan'ın yanında beyaz çoraplı ve terlikli oturmak ile ertesi gün Aydın Doğan'ın masasında şarap içmek kadar tutarsızlık getirebilir.
Beki'nin eylemlere bakışı
Neyse... Aydın Doğan'ın sokak eylemleri hakkında mektup olarak yazmadığı uyarılarını Akif Beki'nin Hürriyet'teki köşesinde nasıl seslendireceğini, Radikal'deki bir yazısından satırbaşları ile öngörmeye çalışayım...
"- En büyük yanılgı, Türkiye'nin artık Gezi Parkı'ndan yönetileceğini sanmaktır. Siyasi dengelerin altüst edildiği, bütün hesapların değiştiği, iktidar cephesinin darmaduman yenilgiye uğradığı, Tayyip Erdoğan'ın atlatamayacağı bir bozgun yediği analizinden kaynaklanıyor bu.
Sokaktan iktidar çıkar mı?
- 'Liderlik kapasitesi ağır darbe aldı, verilen hasar o kadar büyük ki daha da toparlayamaz' yanılgısı diyelim. Eylemcilerin az bir bölümüyle sandıktan umudunu kesmiş bir kısım yorumcu düşüyor buna. Sokaktan iktidar çıkaracaklarına bir biçimde inandırmışlar kendilerini. Tası tarağı toplayıp gidecekmiş hükümet.
- Fakat toplum, Gezi eylemcilerinden ibaret değil. Sesi çok çıkanlar, diğer bütün sesleri bastırdıkları, kalan herkesi sindirdikleri yanılgısına da kapılabiliyorlar. Sokağın, seçim sandığını esir alabileceği gibi olmadık yanılgılara da sürüklenebiliyorlar bu yüzden. Sandığın yeri ayrı, sokağın yeri ayrı.
İkisini birbirine karıştırmak şu ara yaygın bir yanılsama."