Direklerarası'ndaki bayram eğlencelerini, orta oyunlarını falan anlatacak kuşaklar aramızdan birer birer ayrıldılar. "Nerede o eski bayramlar" diyenler her yıl daha yakın geçmişte yaşananları anlatıyorlar.
Yüksek enflasyonun yaşandığı ve bayram çocuklarının harçlıklarını dolar olarak istedikleri dönemler bile çok gerilerde kaldı.
Bundan 20 yıl sonra bayram yazısı yazacak olanlar, acaba bugünü nasıl anlatacaklar yeni kuşaklara?
Nostalji yapanlar, bugünden kaçıp gençliklerini ya da çocukluklarını bir kez daha yaşamaya çalışırlar. Bedenlerin yaşlılığı yerinde durur ama belleklerde çocukluğa, delikanlılığa dönülür.
Bizimki gibi genç toplumlarda ise çoğunluğun eski bayramları yoktur. Genç beyinler düne değil, yarına dönük çalışır. Ve bugün yaşanan her şeye ilk defa oluyormuş gibi bakılır.

Büyük tekrarlar
Oysa genç toplumlarda büyük tekrarlar vardır.
Diyelim ki siyasete meraklısınız...
Yaşlanmış toplumların siyasal serüvenlerini gözden geçirdiğinizde, yaşanan olumsuzlukların tekrarlanmaması için yapılan reformları, dini ya da etnik kökenli kavgaları geride bırakan atılımları görürsünüz.
Batı'nın en gelişmiş ülkelerinde de geçmişte askeri darbeler vardır.
Ama 21'inci yüzyılda Fransa'da ve hatta İspanya'da askeri darbe düşünmek sadece gülünç kaçar.
Ortadoğu coğrafyasında ise sivil ve demokratik kurumların oluşması için, hoşgörünün ve uzlaşma kültürünün egemen olması için, gelecek bayramları beklersiniz hep...

Cezaevi sakinleri
Bugünün Türkiye'sinde yaşadığımız bu bayramda cezaevlerindeki siyaseten mahkûm olanlar veya tutuklu olarak bulunanlar üzerinden tartışmaktayız.
Aynı tartışmaları geçmiş bayramlarda da yapmıyor muyduk?
Kemal Tahir anlatmıştı.
5'inci Adnan Menderes Hükümeti'ne 1957'de Çalışma Bakanı olarak giren Haluk Şaman çok yaşlı babaannesine gitmiş ve "Ben nazır oldum" demiş. Yaşlı kadın torununun verdiği bu müjdeli habere sevinecek yerde telaşlanmış... "Evladım aman dikkat et, bu ülkede nazırları idam ederler" diye uyarmış Haluk Şaman'ı. Daha sonra Şaman'ın Başbakanı ve kabine arkadaşları idam edilmedi mi?

Zamanı hızlandırmak
Devrilmiş, mahkûm edilmiş, yasaklanmış, partileri kapatılmış siyasetçileri bir hatırlayın. Askeri darbeler Fransa'da olduğu gibi uzak tarihin olayları arasında mı?
Bir yolunu bulup bu coğrafyada zamanı hızlandırmamız gerekiyor.
Bunun kestirme yolunun Avrupa Birliği üyeliğinden geçmekte olduğunu da biliyoruz. Eski Demir Perde üyelerinin bile girebildikleri bu yolu açmak için ne gerekiyorsa yapmalıyız.
Bu gerçekleşirse, yeni bayramlar en azından sosyo-politik yaşamımızda, eski bayramlardan çok farklı olacaktır.