İnsan doğası böyle işte...
Farklı medyalar kendi eğilimlerine göre "Akil adamlar" listeleri yaptıkça, bu listelerde isimleri bulunmayan diğer akıllı adamlar herhalde çok sinirleniyordur.
Fransızların "Legion d'honneur" nişanı için "Bu nişanı alanların sayısı almayanlardan fazla" denilir ya... Sonunda bu ülkedeki akıllı adamların akılsızlardan fazla olduğunu bu listelere bakarak anlayabileceğiz galiba.
İşin garip tarafı akil adam listelerinde yer alan bazı isimlerin, bu listelerin yapılmasının varlık sebebini oluşturan barış açılımlarının mimarı Başbakan Tayyip Erdoğan'ın aklının hakkını vermemeleri değil mi?
Ama insan doğası böyle işte. Önce tren sonra da otomobil icat edilip insanlığın hizmetine sunulurken önce bazı akıllı adamlar "İnsan vücudu binek atının sürati olan saate 40 kilometreyi geçen hıza dayanamaz" diyerek itiraz etmişlerdi.
Ne yapacaklar?
Bizdeki bazı akıllı adamlar da "Başbakan Erdoğan bu üslupla barışı sağlayamaz" diye nice görüşler açıklamadılar mı?
Neyse bütün bunları bir kenara itelim ve listeleri izlemeye devam edelim.
Ama bir mesele daha var.
Bu akil adamların ne yapmaları bekleniyor?
PKK militanlarının silahlarının yerine siyasetin sesinin yükselmesi döneminde, bunların sınırlarımızın dışına çıkmaları sürecini bu akil adamlar denetleyecek... Bu süreçte barışı sabote edebilecek eylemlerin olmasını önleyecekler.
Bu sürece ilişkin bazı olguları da Yeni Şafak'ta Abdülkadir Selvi şöyle sıralamıştı:
Bazı durumlar
- Sayıları 3500'ü bulan PKK'nın silahlı unsurlarının belirli bir sürede sınır dışına çıkmaları bekleniyor. Ama bu süre henüz kesinleşmiş değil.
- Dağdan iniş ve sınır dışına çıkış sürecinde "Bir gözün kör olduğu, bir kulağın sağır olduğu" dönemler mi yaşanacak?
- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kimliğini taşıyan ailelerin Mahmur kampı benzer yerlerde doğan ama hiçbir kimliğe sahip olmayan çocuklarının durumu ne olacak?
- Sayıları 750-1000 arasında olduğu tahmin edilen ve örgütte etkili bir güç olan kadınlar süreç sonunda topluma dönebilecekler mi?
Selvi'nin öngördüğü bazı olgular bunlar.
Yani akil adamlardan Başbakan'a akıl öğretmenin ötesindeki soyut katkıların ötesindeki somut hizmetler beklenecek bu süreçte...
Kaçı mutlu acaba?
Sırasında bu süreci sabote etmeyi amaçlayan Ergenekon esintili girişimlere de müdahale etmeleri gerekecek...
Ayrıca bu "Akil Adamlar Kurulları"nın oluşumu TBMM çatısı altında mı gerçekleştirilecek?
Kısacası tam olarak ne yapacakları şimdiden pek bilinmeyen bu heyetlerin içinde isimlerinin geçmesinden ötürü kaç akıllı adam mutluluk duymakta acaba?