Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

ABD Büyükelçisi'ni uyarmakla görevli iyi ki ben değildim

Dışişleri Bakanlığı'na çağrılan Amerika Birleşik Devletleri'nin Ankara'daki Büyükelçisi Francis Ricciardone'ye bizim diplomatlar acaba ne dediler?
Ben olsaydım şöyle derdim:
- Sayın Büyükelçi siz kendinizi bir Türk siyasetçisi veya bir Türk gazete köşe yazarı mı sanıyorsunuz? Türkiye'deki hukuk ve yargı sistemindeki aksaklıkları ve çağ dışılıkları ancak biz eleştirebiliriz. Bu bizim egemenlik hakkımızdan vatandaşlarımıza düşen paydır. Ama siz burada Başkan Obama'yı temsil ediyorsunuz... Her cümleniz Washington'un Ankara'ya bakış açısının yansıması olarak algılanıyor...
Ben bunları söyledikten sonra Ricciardone şu cevabı vermiş olsaydı...

Var mı yok mu?
- Benim konumumla ilgili olarak söyledikleriniz doğrudur. Ama benim buraya çağrılmama sebep olan açıklamalarım hakkında ne düşünüyorsunuz? Hukuk ve yargı sistemindeki aksaklıklardan hiç söz etmemiş olsaydım, bu aksaklıklar yok mu sayılacaktı?
Eğer Ricciardone böyle bir cevap verseydi, ben de herhalde şöyle şeyler söylerdim:
- Bu aksaklıkları biz de biliyoruz. Zaten bu nedenle Hükümet sanki bir alışveriş merkezinden eve dönmüş gibi durmadan yargı paketleri açmıyor mu? Sırada 4'üncü paket yok mu? Bu aksaklıkları Başbakan da her konuşmasında ele almıyor mu? Burada önemli olan bunların seslendirilmesi değil, bunların ABD Büyükelçisi tarafından seslendirilmesidir.

Bizim çocuklar
- Geçmişte bırakın aksaklıkların varlığını, tüm hukuk ve beraberinde demokratik sistem darbelerle rafa kaldırıldığında, sizin selefleriniz olan ABD büyükelçileri dut yemiş bülbüller gibi değiller miydi? Hukukun ve yargının bu noktada bulunmasının bir sorumlusu da Ankara'dan darbe haberi geldiğinde "Bizim çocuklar yine darbe yapmış" diyerek bunları değerlendiren Washingtonlular değil midir?
Ben bunları söyleyince Ricciardone gülümser ve acaba şunları mı söylerdi bana?
- Washington'un Soğuk Savaş dönemindeki Türkiye'ye dönük olarak izlediği siyaseti eleştirmekte haklısınız. Ama şöyle bir gerçek de var... Siz Türkiye'de herhangi bir kriz patladığında buna neden olan sorunlara çözüm bulmak yerine, her şeyin sorumlusu olarak Amerika'yı görmüyor musunuz?

Taş düşse ABD mi sorumlu?

- Diyalog kurup demokratik asgari müşterekleri bulmak ve darbeleri bitirmek yerine birbirleriyle kavga eden siyasi liderlerinizi Amerika mı seçiyor? Seçim kazanmış AK Parti'ye Anayasa Mahkemesi'nde kapatma davası açıldığında, ana muhalefetin lideri bunun yanlış olduğunu mu söyledi? Kısacası ben Dışişleri'nde Ricciardone'yi uyarmak konumundaki diplomat olsaydım, herhalde ABD Büyükelçisi'yle diyalogumuz günlerce sürerdi.

Zor bir meslek
Ben ona "Irak'a, kitle imha silahları var yalanını gerekçe kılarak girdiniz, şimdi de Maliki'yi destekleyerek ülkenin iç kargaşasını körüklüyorsunuz" derdim.
O da bana herhalde "Siz sanki Kıbrıs sorununu doğru isimlere destek vererek çözdünüz de mi, bana Irak'ta akıl öğretiyorsunuz" derdi.
Konuyu noktalarken şöyle demek mümkündür.
Diplomat olmak kolay değildir.
Diplomat kadınların doğum günlerini hiç unutmayan ama onların doğum yıllarını hiç hatırlamayan mesleğin mensubudur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA