Çok partili demokrasiye geçtiğimiz günden beri muhalefet partilerinin "Battık, bittik" diye feryat ederek bardağın boş yanını vurgulamalarına, iktidarların ise "Nurlu ufuklara yelken açtık" söylemiyle Türkiye'nin artık makus talihini yendiğini iddia etmelerine alıştık.
Aslında bütün bu birbirlerini yalanlayan söylemlerden hangisinin doğru olduğuna ilişkin en doğru kararı seçmenler verir.
Bütün siyasal söylemlerin ötesinde seçmenler özellikle ekonomi yönetiminin başarısını kendi yaşamlarına yansıyan somut verilerle değerlendirirler.
Ama evrensel ölçülerdeki doğruyu bulmak için uluslararası finans kurumlarının ve sermayenin Türkiye'ye bakış açılarını da izlemekte yarar vardır.
Türk ekonomisinin istikrarlı gelişmesinin uluslararası platformlarda övgü ile izlendiği, günlük haberlerin konusu son dönemde...
Seçmenin gözlemlerinin seçim sandığına yansıma biçimini de, hepimiz biliyoruz. AK Parti iktidarının özellikle "Kaynak yaratma" konusundaki başarısı ise, Türkiye'nin alt ve üst yapısının yatırımlarla yenilenmesi ile kanıtlanmakta.
Orta sınıf ve ötesi
Acaba bu gelişmeler beraberlerinde yeni bir toplumsal yapılanma da getiriyor mu? Köylülükten kentliliğe geçiş, bu yeni toplumsal yapıyı tek başına belirleyebilir mi?
Acaba artık Türkiye'nin çoğunluğunu yerleşik bir "Orta Sınıf" mı oluşturuyor?
Pazar günü The New York Times'ta Thomas Friedman Hindistan'ı ele alan makalesinde "Sanal Orta Sınıf" (The Virtual Middle Class) kavramını gündeme getirmişti.
Friedman'a göre bu ülkelerde oluşan orta sınıf insanının mesela yıllık 10 bin dolar olması gereken asgari geliri, Hindistan'daki, Mısır'daki, Çin'deki sanal orta sınıf mensupları için pek söz konusu değildi.
Gelir düşük ama bilinç yüksek
Ancak bu sanal orta sınıfın üyeleri günde ancak birkaç dolar kazanabilirken, teknolojik gelişmeler sayesinde evrensel orta sınıfların dünyasına ulaşabiliyorlardı.
Akıllı cep telefonları, tabletler ve yaygın internet ulaşımı ile, onlar da sosyal güvenlik ve demokrasi isteğinin, eğitimde eşitlik arayışının, özgürlük özlemlerinin seslendiricileri olmaktaydılar.
Örneğin Hindistan'da 300 milyon gerçek orta sınıf üyesi ve 300 milyon da sanal orta sınıf üyesi bulunmaktaydı...
Mesela 600 milyon Hintlinin evinde elektrik yokken, 900 milyon Hintlinin cep telefonu varmış.
Friedman "Arap Baharı"nda yer alan Mısırlı kitleleri, Tunus'ta bir sokak satıcısının kokuşmuş polise direnmesi ile başlayan kitlesel kalkışmayı bu "Sanal Orta Sınıf"ın varlığına bağlamıştı makalesinde.
Siyasete ağırlık koyuyorlar
Türkiye'nin asgari ücrete bağımlı emekçilerinin, eğitimli işsizlerinin ve gelir düzeyleri orta sınıf kriterlerinin gerisinde kalan kesimlerinin de, Friedman'ın tanımına göre "Sanal Orta Sınıf"ın üyeleri olduklarını unutmamalıyız.
Onların da en az yüksek gelire sahip kesimler kadar demokrasi, özgürlük, eğitimde eşitlik, sosyal güvenlik istediklerini bilmeliyiz. Seçim sonuçlarını artık onların beklentileri de şekillendiriyor.
"Bilişim Çağı"nın toplumsal yeniden yapılanma üzerindeki etkisini ise, en azından o ülkedeki cep telefonlarının sayısına bakarak anlamak mümkün artık.
Gerçekten de orta sınıfı sadece gelir düzeyi ile belirlemek anlamsız.
"Orta sınıf bilinci", bu kesimin ağırlıklı niteliği şimdi.