Başbakan Erdoğan'ın "Kütahya Zafer Havalimanı" açılış töreninde yaptığı konuşmada "Muhteşem Yüzyıl" dizisini kınaması, bu dizinin akışını da, Kanuni'nin yaşamını da herhalde etkileyecektir.
Senaristlerin Kanuni'yi hemen haremden ve Firuze'nin koynundan çıkartıp at sırtına bindirmeleri ve bir sefere göndermeleri, sanırız Başbakan'ın uyarısının ilk sonucu olabilir.
Bu arada Barbaros Hayrettin Paşa'nın İtalyan güzeli Kontes Gonzega'yı yakalayıp hareme hediye etme uğraşını bırakması ve "Tunus'u fethetmek" şeklindeki asli görevine dönmesi de muhtemeldir.
Ayrıca Pargalı İbrahim Paşa'nın ve Şehzade Mustafa'nın kadınkız meseleleri ile günlerini geçirmeleri yerine hemen boğdurulmalarında da, sayılamayacak kadar çok yarar vardır.
Farklı bir ecdat
Gözden kaçıranlar için Başbakan'ın Muhteşem Yüzyıl hakkında neler söylediğini hatırlatalım:
"- Biz 7 milyarlık bu dünyanın içinde yaşıyoruz. Bizim görevimiz nedir, bunu çok iyi biliriz. Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz; her yerle biz de ilgileniriz. Ama bunlar, televizyon ekranındaki ecdadımızı zannediyorum o Muhteşem Yüzyıl belgeselindeki gibi tanıyor. Bizim öyle bir ecdadımız yok.
- Biz öyle bir Kanuni tanımadık, onun ömrünün 30 yılı at sırtında geçti. Sarayda o gördüğünüz dizilerdeki gibi geçmedi. Bunu çok iyi bilmeniz lazım. Bunu çok iyi anlamanız lazım. Ben o dizilerin yönetmenlerini de o televizyonun sahiplerini de milletimin huzurunda kınıyorum. Bu konuda da ilgilileri uyarmamıza rağmen yargının da gerekli kararı vermesini bekliyoruz."
Bu bir senaryodur
Geçen hafta bu köşede "Muhteşem Yüzyıl"ın bir belgesel değil bir televizyon dizisi olduğunu yazmıştım. Rahmetli Meral Okay'ın da, şimdiki senaristlerin de gerçek Kanuni'yi veya İbrahim Paşa'yı değil, kendi Kanuni'lerini, kendi İbrahim Paşalarını yaratmak durumunda olduklarını hatırlatmıştım.
Ama kitlelerin bu dizilerde anlatılanları "Gerçek tarih" gibi algıladıkları da bir gerçektir.
Yıllar önce rahmetli Sakıp Sabancı ile Boston'daki bir Türk Haftası'nda konuşmacıydık.
O sırada Amerikan basınında Türkiye'ye dönük haksız eleştiriler vardı ve "Midnight Express" filmi, bu ülkedeki Türk imajını şekillendirmekteydi.
Flamingo Yolu örneği
Sabancı bu durumu ele aldığı konuşmasında, Türk televizyonlarında da gösterilen "Flamingo Yolu" dizisini hatırlattı.
- Eğer filmlere ve dizilere bakarak ülkeler hakkında yargılar verirseniz, mesela 'Flamingo Yolu'nu izlerken da bütün Amerikalı politikacıların, polislerin, yargıçların ve tüm kamu görevlilerinin kokuşmuş olduğunu düşünmeniz gerekmez mi?
Başbakan'ın uyarısı üzerine bu dizi bir "Kanuni Fütuhatı Belgeseli"ne dönerse, izlenme oranı hemen düşer.
Oysa özel televizyonun varlık sebebi "Reyting" denilen izlenme oranıdır.
Hürrem'in mutluluğu
Özel televizyonlar reklam verenlere sahip oldukları izleyici kitlelerini pazarlarlar. Karşılığında da reklam alırlar.
Bu açıdan "Muhteşem Yüzyıl" rakipsiz bir üründür.
Burada ilgi çekici olan Hürrem'in gazabının 500 yıl sonra Türkiye'nin 21'inci yüzyıl gündemini etkilemiş olmasıdır.
Hürrem yaşayıp bu günleri görseydi ve Kanuni'nin haremdeki arayışlarına kendisinden daha çok Başbakan Erdoğan'ın sinirlendiğini öğrenseydi, kim bilir ne kadar mutlu olurdu...