Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Bozkurt yerine keçi bizim sembolümüz olabilir mi?

Sevgili Murat Bardakçı sonunda yaptı yapacağını.
Habertürk'deki "Tarihin Arka Odası" programına konuk ettiği Kazak arkeolog Cantekin Karcaubay'ın biz Türklerin ata-yurdu Ötüken'den getirdiği görüntüler, bir anda kökenimize bakış açımızı değiştirdi.
Görüntülerde Göktürk hükümdarı için bundan 1500 yıl önce inşa edilen ve geçtiğimiz aylarda ortaya çıkartılan mezar ile bu mezarda bulunan çeşitli objelerle, duvar resimleri vardı.
Şaşırtıcı olan bu mezardan bir bozkurt heykelinin veya resminin çıkmamış olmasıydı. Kazak arkeoloğa "Neden bozkurt yok" diye sorulunca çok şaşırdı ve "Neden olsun ki" dedi. Meğer biz Türklerin devlet sembolünün bozkurt olduğunu sadece biz Cumhuriyet kuşakları düşünüyormuşuz.
Meğer Ötüken'deki Türk budunun simgesi "Bozkurt" değilmiş.
Murat Bardakçı dün köşesinde bu simgenin büyük ihtimalle "Keçi" olabileceğini yazmıştı.

Yırtıcı mı inatçı mı?

Açıkçası keçinin sosyo-politik davranışlarımızı daha doğru yansıtan bir simge olabileceğini düşünüyorum.
Bu davranışlarımızın özünde "Yırtıcılık" değil "İnatçılık" yok mudur?
Bakın trafikteki davranışlarımıza mesela.
Eğer "Park edilmez" levhası görmüşsek, önce o levhanın yanına park etmez miyiz aracımızı? Ters girdiğimiz tek yönlü yolda bile karşı karşıya geldiğimiz araca yol vermek yerine inatlaşıp "Önce ben geçeceğim" demez miyiz?

İnat yürüyüşü
Siyasette de böyle değil mi davranışlarımız?
Diyelim ki bir gösteri yürüyüşü için il yönetimi 7-8 alternatif mekân belirledi.
Biz ille de belirlenen mekânların dışındaki yol ve meydanlarda gösteri yapıp polisle çatışmaz mıyız?
Diyelim ki bir siyasi parti olarak kuşaklar boyudur "Sivil ve demokratik bir anayasa yapmalıyız" diyerek topluma seslenip durmuşuz.
Derken TBMM'de çoğunluğa sahip bir parti de aynı şeyleri söylemeye başlıyor.
O anda keçileşmez miyiz?
"Senin yapacağın anayasaya ben evet demem" diyerek o güne kadar söylediklerimizi yok saymaz mıyız?
Bozkurtlara özgü yırtıcı ve kan oburu davranışlar, yalnızca kadını dövülebilir ve öldürülebilir ve mülkiyete konu yaratıklar olarak gören sözde erkeklerde görülür bizde.
Murat Bardakçı'nın bozkurt yerine keçinin simge olduğunu iddia etmesi tabii ki kolayca kabul edilemez. Özellikle parmaklarını kurt başı biçimine sokup taraftarlarına selam veren siyasi parti liderlerinin, bunu keçi başına dönüştürmelerini beklemek hayalden öteye bir beklenti olamaz.

Allah'ın belası yaratık

Aslında keçiyi kurt yapmak da mümkündür bizim geleneğimizde.
Kesesini doldurmak isteyen Osmanlı valisinin hikâyesini bilmez misiniz?
Bu vali makam odasının ortasına bir keçi bağlatır ve vilayetteki cemaat temsilcilerini birer birer odasına alır. Odaya her girene "Bu hayvan nedir" diye sorar.
"Bu keçidir" diyene de "Bilemedin, 500 altın ceza vereceksin" der.
Ermeni ve Rum cemaatlerinin temsilcileri 500'er altın ödedikten sonra odaya Yahudi cemaatinin temsilcisi girer.
Paşa ona da "Haham efendi, bu hayvan nedir" diye sorunca Haham gülümser.
- Paşam bu hayvan Allah'ın belası bir yaratıktır. Emir buyurun ne kadar münasip görürseniz hemen verelim, der.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA