Haziran'ın 23'ünde "86 Yaşında Bir Delikanlı" başlığı altında bu köşede Çetin Altan'ın doğum gününü kutlamıştım.
Dün Milliyet'teki yazısını okuyunca "Bu delikanlıya nazar değdi" dedim kendi kendime.
19 Temmuz gecesi sabaha karşı evinde düşüp kalçasını kırmış.
Onu ambulansla Kadıköy'deki Florence Nightingale Hastanesi'ne götürmüşler.
"Hayatımda ilk defa ameliyat olacaktım; o da bu yaşa rastlamıştı" diyordu dünkü yazısında.
Sonuçta 3.5 saatlik bir ameliyat ertesinde, beş gün sonra taburcu edilmiş. Ayağa kalkmış ama tek başına yürüyemiyormuş.
Yeniden yazı yazmaya başladığına göre, sevgili Çetin Altan için hayat yeniden normale döndü demektir.
Zaman ve coğrafya
Dün sabah Mehmet Altan'la konuşup, her şeyin daha iyiye gittiğini öğrendim ve rahatladım.
Oğlum Cemil'le bunları konuşurken sordum ona.
- Değişim açısından "Zaman" mı yoksa "Coğrafya" mı daha öncelikli etkendir sana göre?
Sonra yaşananlar üzerinden değişimin zamana ve mekâna dayalı değerlendirmesini yapmaya çalıştık.
Örneğin Çetin Altan'ın 86 yaşındayken kalçası bundan 30-40 yıl önce kırılsaydı, doktorlar "Bu yaşta bu kadar uzun süreli ameliyat olmaz" derler ve onu yatağa mahkûm ederlerdi. O yaşta çok uzun süreli hareketsizlik ise, kırıktan daha önemli ve ölümle bitecek sağlık problemleri yaratırdı.
Gerhard Küntscher
Davos'ta buzda kayıp femur kemiğim kırıldığında, ameliyattan bir gün sonra beni yürütmüşlerdi.
Bu hızlı iyileşmeyi Gerhard Küntscher (1900-1972) adındaki bir Alman doktora borçlu olduğumu daha sonra öğrenmiştim.
Bu Küntscher 1939'da Kiel'de ilk kez kırıklara "İntramedüller Çivileme Sistemi"ni uygulamış. Doktorlar benim kırığıma da onun adıyla bilinen ve "Çivi" denilen metali yerleştirerek, beni bir günde ayağa kaldırmışlardı.
Çetin Altan'ı da 86 yaşında 3.5 saatlik ameliyat ertesinde kalça kırığıyla ayağa kaldıran tıp teknolojisindeki değişim ve gelişme "Zaman"a bağlıdır.
Ne var ki tıpta, iletişimde ve her çeşit teknolojide zamanla gerçekleşen değişimin ürünleri Ortadoğu'ya da hemen giriyor ama bu coğrafyaya sosyo-politik değişimin gelişmeleri fazla yansımıyor.
İşte Suriye... İşte Türkiye'de hâlâ dinlemeye ve izlemeye mahkûm olduğumuz geçmiş çağların tartışmaları.
İnternet Suudi Arabistan'da da var ama çoğulcu demokrasi bu ülkeye hâlâ çok uzak.
Değişmeyenler
Beşar Esad da Suriye internet derneklerinin başkanı değil mi mesela?
Bir yanda farklılıkların zenginlik olarak kabul edildiği coğrafyalar var.
Bir yanda da kendisi gibi olmayanları, düşünmeyenleri, inanmayanları "Ötekiler" olarak gören ve devlet gücünü bunları yok etmek için kullanan Ortadoğu siyasetinin aktörleri bulunmakta.
Bir yanda hukukun üstün olduğu coğrafyalar, bir yanda da üstünlerin hukukunun geçerli olduğu coğrafyalar...
Herhalde Çetin Altan da nekahet döneminde "Ne kadar çok şey değişti ama değişmeyenler de aynı derecede fazla" diyerek, yaşam süresinde olup bitenlerin bilançosunu çıkartacaktır.