Şöhret sahibi olmak, kendinden söz edilmek herhalde hoş bir şey ki, kendilerini bunlara adamış insanların sayısı oldukça fazla.
Bunlardan bazıları "Rol modeli" de olmuyor mu?
Reklamcılar da bunları kullanmayı çok iyi biliyor.
Diyelim ki yeni bir konut sitesi yapılacak.
Bu sitedeki evlerden birinde bir ünlünün de ev aldığı duyurulunca, o sitede ev sahibi olmanın insanı o ünlü ile aynı statüye getireceğini düşünüyor bazıları.
Geçmişte maganda davranışlarıyla dikkati çeken, yüzünde bir bıçak yarası izi de bulunan bir tanıdığım vardı.
Bir gün onu çok mutlu gördüm. Bu mutluluğunun sebebini sordum.
Hangi film artisti?
- Beni bir film artistine benzetti güzel bir kadın, dedi.
- Hangi artistmiş bu, dedim.
- Ben Boris Karloff'a benziyormuşum, diye cevap verdi.
Onun için Frankenştayn tiplemesini canlandıran bir yıldıza benzemek önemli değildi. Önemli olan bir ünlüye benzetilmesiydi.
Onu Frankenştayn'a benzeten güzel kadının karşısında kim bilir ne tür magandalıklar sergilemişti?!
Şöhret sahibi olmayı ve konuşulmayı yaşamın nihai amacı olarak görenlerin önlerinde de tercihler vardır.
Diyelim ki sanatçısınız.
Sanatınızı icra ederek de şöhrete ulaşabilirsiniz, skandallar yaratarak da.
Şöhretin yolları
Örneğin şöhret sahibi bir meslektaşınız hakkında yakışıksız sözler söylediğinizde bu mutlaka ilgi çeker ve konuşulursunuz.
Kadınsanız sürekli mahrem yerlerinizi sanki kazayla oluyormuş gibi kameralara sunarsınız.
Erkekseniz beyninizin sizden başkasına açık olmaması gereken gri hücrelerindeki kompleksli, önyargılı, saplantılı bilgileri, kırıcı cümlelerle söze çevirirsiniz.
Bütün bunlar sizin konuşulmanıza,w medyada yer almanıza neden olur.
Ama sonuçta sanatınızla değil, vücudunuzdaki bazı organlarınızla veya komplekslerinizle hatırlanırsınız.
Buna "Kötü şöhret" de denilebilir.
Şöhret şımarıklığı
Yıllar önce yazarların, çizerlerin bulunduğu bir toplulukta, o dönemde parlayan ve yazdıkları çok konuşulan genç bir yazar, topluluktaki meslektaşlarına dönük kırıcı konuşmalar yapıyordu.
Davetliler arasında bulunan bir doktor arkadaşımız bu durumu şaşkınlıkla izlerken, sonunda dayanamayıp o kişiye "Neden böyle kırıcı konuşuyorsunuz meslektaşlarınıza karşı" diye sordu.
O genç yazar "Çünkü ben onlardan daha fazla şöhret sahibiyim" cevabını verdi doktora.
Bu cevabı duyan doktor gülümsedi, "Ama Zeki Müren sizden daha şöhretli değil mi" dedi.
En acıklısı da eski şöhretlerin modalarının geçtiğini kabul etmemeleri ve herkese bulaşarak var olduklarını kanıtlamaya çalışmaları değil midir?
Emekli bir boğa
Artık yaşlanmış ve gücünü yitirmiş bir boğayı, sahibi olan çiftçi çayıra ineklerin ve genç boğaların yanına koymuş.
Yaşlı ve emekli boğa çayırda burnundan dumanlar çıkartmaya, yeri eşelemeye başlamış.
Durumu izleyen bir kentli konuk çiftçiye "Bu yaşlı boğa neden böyle gençmiş gibi gösteriler yapıyor" diye sormuş.
Çiftçi gülmüş, "Genç boğalar onu inek sanmasın diye böyle davranıyor" diye cevap vermiş.