Demokratik rejimlerin vazgeçilmez öğelerinden biri de "Değiştirme birlikleri"dir.
Bunlar her düzeyde eskilerin yerini almak için beklerler.
Her genel seçim öncesinde yeni milletvekili aday adayları, mevcut milletvekillerinin yerine listelerin ön sırasında bulunabilmek için mücadele ederler.
Her yeni bakanlar kurulu oluşurken, eskilerin yerine bakan olmak isteyenler yoğun kulis yaparlar.
Yer alabilmek için kıran kırana siyasi mücadelelerin verildiği bir diğer konum da "Liderin çevresinde olmak"tır.
Tabii bir de, gideceği belli olan "Lider"in yerine geçmek için bekleyen 2'nci adamlardan oluşmuş değiştirme birlikleri vardır.
Demokrasi bir anlamı ile de "Değişimin yönetimi" olduğu için bu değiştirme birliklerinin varlığı, rejimin sağlığını da kanıtlar.
Çünkü otoriter rejimlerde bir siyasal makama alternatif olmak, lidere muhalif olmak ve tehdit oluşturmak anlamına da gelir.
Sadakat ve liyakat
Despotların iktidarında 2'nci adamlara yer yoktur.
Böyle bir durum söz konusu olduğunda tek adamlar hemen onları tasfiye ederler.
Zaten tek adam değiştirildiğinde, rejim de değişir.
Üç dönemdir Başbakan olan AK Parti lideri Tayyip Erdoğan, çalışkanlığı ve karizmatik kişiliği ile kitleleri de peşinden sürükleyen "Güçlü lider"e örnek bir kişi.
Her konuda son söz onda bitiyor.
Ama ilk günden beri yanından ayırmadığı, "Sadakat"in ve "Liyakat"in belirlediği bir yakın çevresi de var. Değişmeyen bakanlar, bu çevreyi oluşturmakta.
Ayrıca AK Parti'nin kuruluşunda kader birliği yaptığı Abdullah Gül ve Bülent Arınç da, Erdoğan'ın hem güvendiği hem de dayandığı isimler.
Kader ortaklığı
Nitekim o yasaklıyken Başbakan olan Gül, Erdoğan milletvekili seçilince yerini hemen ona bırakmadı mı?
Veya Gül'ün Cumhurbaşkanı olması sürecinde Erdoğan en ufak bir zafiyet gösterdi mi?
Yani makamlar, bu makam başbakanlık veya cumhurbaşkanlığı olsa da, kader ortaklığından ve dayanışmadan daha önemli değil onlar için...
Bu dört yıl Erdoğan'ın Başbakanlığı'nın son dönemi olacağı için "Değiştirme birlikleri"nde kimlerin olabileceği, bu makam için de araştırılmaya başlandı.
Halef arayışı
Dün Cumhuriyet'in Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer, 12 Haziran seçimlerinden sonra yabancı bir kuruluşun talebiyle İstanbul'da bir araştırma şirketi tarafından yürütülen anket çalışmasında "Erdoğan'ın yerine kim gelsin" sorusuna cevap arandığını haberleştirmişti.
14 kentte 2 bin kişi ile yüz yüze yapılan anketlerden sonuncusunda "Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yerine AKP'nin yeni lideri olarak kimi görmek istersiniz" sorusu yöneltilmiş.
Ucu açık bırakılan, yani katılımcıya seçenek sunulmayan bu soruya, 2013 denekten 1381'i "Bilmiyorum" ya da "Cevap yok" karşılığını vermiş.
Aday adayları
Yanıt veren 630 kişinin gönüllerinden geçen "AKP Genel Başkanı ve Başbakan" adayları şöyle sıralanmış:
- Ahmet Davutoğlu: 119 (Yanıt verenlerin yüzde 18.8'ü).
- Abdullah Gül: 116 (Yanıt verenlerin yüzde 18.4'ü).
- Bülent Arınç: 107 (Yanıt verenlerin yüzde 16.9'u).
- Ali Babacan: 86 (Yanıt verenlerin yüzde 13.6'sı).
Bu konuda önümüzdeki dönemde herhalde pek çok anket yapıldığını göreceğiz.
Ancak şunu da söyleyelim.
Halefinin belirlenmesi konusunda en ağırlıklı sözü söyleyecek olanlar anketlere katılanlar değil, Tayyip Erdoğan'ın kendisi olacaktır.