Başbakan Erdoğan'ın geçirdiği polip ameliyatı dolayısıyla, bir kesim düşünce sahipleri "Neden Sovyet sistemindeki gibi liderin sağlık durumu da kamuoyundan gizli tutuluyor" benzeri eleştirilere yöneldiler.
Öncelikle Sovyetler'in Brejnev'le başlayıp Andropov ve Çernenko ile sona eren "Yaşlı liderler" sürecini hatırlamalıyız.
Gerek Sovyet Komünist Partisi Genel Sekreteri olan bu isimlerin, gerekse Politbüro üyelerinin yaş ortalamaları 70'in üzerindeydi.
Bu nedenle Gorbaçov'un Parti Genel Sekreteri olduğu 1985'e kadar devam eden dönemdeki yönetime, "Yaşlılar İktidarı" anlamında "Gerontokrasi" denilirdi.
Bu yönetici kadroların en önemli sorunlarının da prostatları olduğu ve bu nedenle ne ülkenin ne de dünyanın problemlerine çözüm üretecek durumda olmadıkları söylenirdi.
Aynı durumu Amerika Birleşik Devletleri de 1890 doğumlu Eisenhover'in ikinci dönem başkanlığında yaşamıştı.
Liderler ve sağlık durumları
İlk kez 1952'de Başkan olan Eisenhower 1955-56 yıllarında bir kalp krizi, arkasından bir bağırsak ameliyatı geçirmesine rağmen, Cumhuriyetçi Parti tarafından oybirliğiyle yeniden başkanlığa aday gösterildi. İkinci kez karşısına çıkan Demokrat aday Stevenson'ı yine bir yenilgiye uğrattı ve 1956'da yeniden Başkan seçildi.
O dönemde Eisenhover'in dışında herkesin ABD'yi yönettiği söylenirdi.
Biz liderin sağlığına ilişkin gelişmelerin kamuoyundan gizlendiği bir dönemi Atatürk'ün son aylarında yaşamıştık.
O'nun hasta olduğunu yaz aylarında yazan Ahmet Emin Yalman'ın gazetesinin Başbakan Celal Bayar'ın emriyle bir ay kapatıldığını da hatırlarız.
Cumhurbaşkanıyken vefat eden Turgut Özal'ın geçirdiği kalp ve kansere bağlı prostat ameliyatlarını ise, hepimiz haberleştirmiştik.
Şu anda Başbakan Erdoğan'ın geçirdiği ameliyat dolayısıyla, liderin yaşına ve sağlık durumuna ilişkin spekülasyon yapılacak bir durum yok.
Genç ve sağlıklı
Birincisi Erdoğan 1954 (26 Şubat) doğumlu.
Yani "Gerontokrasi"nin üyesi değil.
İkincisi ameliyatına neden olan "Adenomatoz polip" alındığına ve tahlillerde bu polip selim çıktığına göre, sorun büyük ölçüde çözümlenmiş durumda.
Yani kısa bir nekahet dönemi ertesinde eski temposu ile görevine devam edebilecek.
Ancak şu gerçeği de bilmeliyiz.
Türkiye'de "Başkanlık Sistemi" yerine "Başbakanlık Sistemi" var.
Ve kamuya ilişkin her konuda son sözü Başbakan söylüyor.
Yani Erdoğan'ın sağlık durumunun tüm kamuoyunu ilgilendirmesi doğaldır.
Bu gibi durumlarda ayrıntılı açıklamalar yapılması, sağlıklı yönetimin gereklerinden birisidir.
Ameliyatın gizlenmesi ve ilk açıklamanın yeterli bilgiyi vermemesi bu açıdan eleştirilebilir.
Bu konuda son söz olarak Başbakan'a "Geçmiş olsun" diyor ve acil şifalar diliyoruz.