Bazı klişeleri tekrarlamak, beynin dinlendirilmesi açısından yararlı olabilir. Bu klişelerden birini, önceki gün CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce tekrarladı ve özetle şöyle dedi:
"- Askerin siyasallaşması kötüdür, ama daha kötüsü sivil iradenin askerleşmesidir. Sivilin askerleşmesi, askerin siyasallaşmasından daha kötüdür. Hitler, Mussolini, Stalin de sivildi. Bunları unutmamalıyız."
Aslında iyi ile kötü arasındaki ayrımı sadece asker-sivil sınıflandırmasına bakarak yaptığınız zaman, evrensel mantık zorlanır.
Örneğin Wagner siyasetçi değil müzisyendi ama müthiş bir ırkçı ve Yahudi düşmanı bir insandı.
Müzik severler, onun Mendelsohn'a hayatı nasıl zindan ettiğini bilirler.
Wagner, operalarında işlediği konularla Hitler'e de ışık tutmamış mıdır.
Bugün bile Woody Allen "Wagner dinlediğim zaman hep Polonya'yı fethetmeyi düşünürüm" diye alaya almaz mı onu?
Kim sivil kim askerdi?
Neticede Hitler'i ve Mussolini'yi faşist ideolojileri ile birlikte tarihe gömen ikili, Churchill ve Roosevelt de sivil değil miydiler?
Veya Stalinizmin ne olduğunu teşhir eden Kruşçef de sivildi.
Bunun gibi canlı insanlar üstünde deneyler yapan Nazi doktor Mengele'yi hatırlayıp, tıp fakültelerinden mezun olanlar için genelleme yapabilir misiniz?
Neticede sivilin de askerin de iyisi var, kötüsü var.
Kaddafi asker kökenli, Esad da sivil kökenli iki isim.
Bunların yaptıklarına bakıp, hangi genellemeyi seslendirebilirsiniz?
Lübnan'daki Filistin kamplarında katliam yapan Sharon asker değil miydi?
İrlanda'yı kırıp geçiren Cromwell de askerdi.
Darbeleri kimler yaptı?
Ya da Türkiye'nin demokratik yaşamını kekemeleştiren darbeleri siviller mi yaptı?
Bir genel seçimin üzerinden henüz bir ay geçmişken, seçimi kaybeden partinin sözcüsü seçimi kazanıp iktidar olan partiyi "Sivil faşizm"le suçladığı zaman bu sadece siyasi aczi ifade etmez mi?
Muharrem İnce'nin söylediklerinden bir bölümü daha hatırlatayım.
Şöyle demiş:
"- Tayyip Erdoğan'ın kişisel egolarını tatmin etme yeri midir Başbakanlık? Çakmak Salonu'nda toplantı bir saat sürüyor. Sonra Genelkurmay Başkan Vekili ile konuta gidiyor 2 saat toplantı yapıyorlar. Diğer komutanlardan neyi gizliyorsunuz? Fatih Sultan Mehmet'in bile böyle bir yetkisi yoktu. O savaş kaybettiğinde kellesi gidiyordu."
Tarih bilinçsizliği
Seçilmiş bir siyasetçi "Komutanlardan neyi gizliyorsunuz" diye mi sorgular rakip siyasetçileri, yoksa "Keşke geçmişte de seçilmişler komutanlardan önce davranıp darbeleri önleyebilselerdi" mi der?
"Fatih Sultan Mehmet'in bile böyle bir yetkisi yoktu. O savaş kaybettiğinde kellesi gidiyordu" cümleleri ise Sayın İnce'nin tarih bilincinin eksikliğini vurgulamıyor mu?
Padişahlar yenilgileri komutanlarına yıkmış ve onların kellelerini almışlardır.
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, buna bir örnek değil midir?
Osmanlı padişahlarından kelleleri gidenler savaş kaybedenler midir, yoksa darbelerle devrilenler midir? Genç Osman, 3'üncü Selim veya Abdülaziz hangi savaşlarda yenilip öldürülmüşlerdir?
Kafa karışıklıkları
Savaşta yenilip hayatını yitiren Yıldırım Beyazıt da Timur'a esirken ölmüştür.
Kısacası aklına her geleni söylemek ve içi boş klişeleri tekrarlamak beyni yormasa da, dinleyenlerin bazılarının akıllarını karıştırabilir.
En fenası da aklına her geleni söyleyen ve içi boş klişeleri tekrarlayanlardan bazılarının kafaları çok karışık olabilir.
Örneğin bunlardan bazıları "Biz neden sadece parti kurultaylarında seçim kazanabiliyoruz" sorusuna cevap aramak yerine "Hükümet kararları neden halk önünde alınmıyor" benzeri çocukların bile düşünemeyeceği hesap sormaların sözcüleri olurlar.