Bir yanımızda Ortadoğu despotizmini simgeleyen Suriye var.
Diğer yanımızda da Avrupa Birliği demokrasisini simgeleyen Yunanistan bulunmakta.
Yani Türkiye uzak bir okyanus adasında tek başına yaşayan bir ülke değil.
İçinde bulunduğumuz coğrafyanın etkileri ve tarihten bugüne aktarılan alışkanlıklar, tüm bölgeyi etkiliyor.
Özdeyişle "Tarih ve coğrafya geleceğimize de yön veriyor."
Komşumuz olan iki ülkeye dönersek...
Suriye siyasi iflasın, Yunanistan da ekonomik iflasın global ölçekteki simgeleri bugün.
Siyaset üzerinde çeşitlemeler yaparken ve genel olarak siyaset mesleği mensuplarını hafife almayı yeğ tutarken, bu iki müflis ülkenin bugününe dayanan gelişmelerdeki siyasi hataları da derinine değerlendirmeliyiz.
Bizler de yaşadık
Neticede bazı dönemlerde Türkiye hem Suriye'deki gibi siyasi iflasları, hem de Yunanistan'daki gibi ekonomik iflasları en ağır krizler içinde yaşadı.
Suriye'deki rejimin hâkim özelliği, dünyadaki gelişmelerin hesaba alınmaması ve "Biz bize benzeriz" felsefesinin bu rejimin ideolojisine egemen olmasıdır.
Avrupa'daki totaliter rejimlerin nasıl çöktüklerini görmezden gelen Esad Rejimi'nin Ortadoğu'yu bekleyen değişimi anlaması galiba mümkün değildir.
Komşu Irak'ta aynı modeli uygulayan Saddam Rejimi'nin ülkeyi nasıl bir felakete sürüklediğini incelemeye gerek görmemiştir Esad ve adamları...
Bu coğrafya siyasetçileri için en büyük hata değişimin global ve yerel yansımalarını ıskalamaktır.
Yunanistan'ın ekonomik iflasında da buna benzer bir durum yok mu?
Avrupa'yı anlamadılar
Yunan siyasetçileri AB üyeliğinin hem "Liberal demokrat siyaset" hem de "Serbest pazarcı bir ekonomi" gerektirdiğini görmezden gelmişlerdir.
Devlet kapitalizmine, yoğun bürokrasiye, korumacılığa ve her alandaki sübvansiyonlara dayalı bir "Post-Sovyet ekonomik model"i, AB'nin parasal destekleri ile fonlamışlardır.
Sonunda da ödenmesi imkânsız iç ve dış borçlara dayalı bir ekonomik iflasla karşılaşmışlardır.
Türkiye de geçmişte hem dünyadaki hem de bölgedeki değişimi umursamayan siyasi kadroların sebep olduğu siyasal ve ekonomik krizleri yaşadı.
Siyasi bilinç
Bu dönemin hâlâ "Çözümsüz sorunlar" ı listesinde bulunan kriz kaynakları o dönemlerin mirasıdır.
Bugünkü iktidar yaşananlardan ders almayı bilen kadrolardan oluştuğu için, ne Suriye'ye ne de Yunanistan'a benziyor durumumuz.
Dilerim tüm siyasi kadrolar da aynı bilince kavuşur.
Sadece "Muhalefet etmek için" doğru olan gelişmeleri ve tutumları da reddetmezler.
Sivilleşmeyi, demokratikleşmeyi, haklı ve serbest rekabeti desteklerler, şovenliğe, militarizme, içe dönüklüğe prim vermezler.