Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Dünyanın en zor işi Türkiye'de başbakan olmak mı sanki?

Dünyanın en zor işi Türkiye'de Başbakan olmaktır" diyenlere hep eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren'le Çin'in müteveffa lideri Deng Şiao Ping arasında geçtiği söylenen diyalogu hatırlatırım
Evren 1980'lerin başındaki Çin ziyaretinde Deng'e Türkiye'nin sorunlarını anlatırken "Nüfusumuz çok hızlı artıyor, hızlı kentleşmenin yarattığı sorunları gidermeye kaynaklarımız yetmiyor" diye yakınmış.
Deng Şiao Ping Evren'e "Türkiye'nin nüfusu ne kadar" diye sormuş.
Evren bu soruya "60 milyona dayandık" diye cevap verince Çinli siyasetçi gülmüş,
- Böyle küçük bir ülkeyi yönetmek çok kolay olmalı, herhalde bütün Türkler birbirlerini isimleri ile tanıyorlardır, demiş.
Gerçekten de her mesleğin ve her görevlinin karşılaştığı zorluklar görecelidir.

Asıl en zor meslek
Ancak dünyada zorluğu açısından mukayese edilmesi mümkün olmayan meslek Türkiye'de bir gazetede köşe yazarı olmaktır.
Tabii ki herkes bunun farkında değil.
Örneğin çoğu insan ülkede siyasete Başbakan'ın veya TBMM'deki milletvekillerinin yön verdiklerini zanneder.
Oysa bunu biz köşe yazarları yaparız.
Mesela bir köşe yazarı tatil yapmak için köşesini birkaç gün boş bıraktığında, ülke yönetiminde boşluk bıraktığı için geceleri uyku uyuyamaz. Köşe yazarları sadece siyasetçilere yol göstermez.

Her salataya maydanoz
Diyelim ki yıllarınızı bir sanat dalına adamışsınız ve tüm birikiminizi bir konserdeki performansınız ile kamuoyuna sunuyorsunuz.
Eğer köşe yazarının size dönük bir takıntısı varsa, işiniz bitiktir.
Köşe yazarı şarkı söyleyemese de şarkı söyleyenlerden daha fazla şarkıcıdır.
Ayrıca ünlü kadınların selülitleri, yeni evlenenlerin birbirlerine ne kadar uydukları, lokantaların servis ve mutfak mükemmeliyetleri, seçmenlerin akıl ve bilinç dereceleri hep köşe yazarları tarafından gözetim altında tutulur.
Örneğin zor bir mesleğin sahibi olduğu söylenen Başbakan, ağzından çıkan her cümleden sorumludur.

Dokunulmazlar listesi
Ama asıl zor mesleğin sahibi olan köşe yazarı, yazdığı hiçbir şeyden sorumlu değildir.
Canının istemediği veya işine gelmeyen konuları görmezden gelebilir ve bunu kimse sorgulayamaz. Eğer bir güncel konuda suskunsa "Ben bunu zaten daha önce yazmıştım" diyebilir.
Mesela futbolda fanatik bir taraftarsa, şike meselesinin şu anda Finlandiya, Macaristan, İtalya, Almanya, El Salvador, İsrail, Çin, Tayland, Vietnam ve Yunanistan gibi ülkelerde de hem karakolluk, hem de adliyelik olduğunu, Yunanistan'daki üç büyük kulüp başkanı ile birlikte 84 kişinin yargı önünde bulunduğunu görmezden gelebilir.
Şikeli maçlara dayalı olarak futbol dünyasında yılda 90 milyar euro yasadışı bahis oynandığını ve Türkiye'deki soruşturmaların da FIFA'nın İnterpol'e yaptığı duyurular ertesinde başladığını görmek ve yazmak zorunda değildir taraftar köşe yazarı.
Köşe yazarı siyasi partinin zaten üyesi olan siyasetçiyi kolayca taraflı olmakla suçlar...
Kendisi ise fanatiği olduğu futbol kulübü, oy verdiği parti ve cilaladığı siyasetçi söz konusu değilse, tam tarafsız bir konumdadır.
Hemen herkesi ve her mesleğin sahibini canı isterse yerden yere vurur.
Buna karşı çalıştığı gazetenin patronu ve yöneticisi o gazeteden ayrıldığı güne kadar "Dokunulmazlar" listesindedir.

İki seçim arasında...
Sayın okurlar, lütfen bizim mesleğin zorluklarını bilerek bizleri yargılayın.
Kürt sorunu demokratik veya anti-demokratik şekilde çözüme kavuşacaksa, bunu bizler gerçekleştireceğiz.
Seçilmişler de atanmışlar da, bizim ne yazacağımıza bakarak adım atıyorlar.
Sadece seçmen kitleleri bizim kime oy verdiğimize aldırmıyor.
Tatil yapmak için köşemizi boş bıraktığımızda ülkemizin yönetiminde doğan boşluğu sizler de görmüyor musunuz?
Seçimlerde seçmenlerin sesine, iki seçim arasında da bizim sesimize kulak vermek zorundasınız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA