Kendini Başbakan'ın veya bir başka önemli kişinin yerine koyup "Ben olsam öyle yapmaz, böyle yapardım" demek kolaydır ama çok doğru değildir.
Uzun gazetecilik yaşamımdan bu konuda aldığım çok ders var.
Bir örnek vereyim.
1982 yılında bir akşam evimde konuk olan rahmetli Vehbi Koç'la sohbet ediyorduk.
Vehbi Koç heyecanla Ankara'dan "Asil Çelik" in kamulaştırılmasına ilişkin hükümet kararının gelmesini bekliyordu.
O dönemde Koç Holding'in eski yöneticisi Fahir İlkel de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak Ulusu Hükümeti'nde üyeydi ve Asil Çelik'in kamulaştırılması konusunda çaba harcadığı kamuoyunca biliniyordu.
Vasıflı çelik üretmek üzere doların 14 lira olduğu dönemde IFC'den de 55 milyon dolar kredi alarak 1979'da kurulan Asil Çelik, doların 185 liraya çıkması üzerine Koç Holding'e 10 milyarlık bir risk yükler hale gelmişti.
Bir başka deyişle Asil Çelik Koç Holding'i sallıyordu.
Vehbi Koç rahatlatıyor
O gece Bakanlar Kurulu'nun 2 milyar liraya Asil Çelik'i kamulaştırmaya karar verdiği haberi geldi Ankara'dan... Şirketi Ziraat Bankası satın alıyordu.
Vehbi Koç rahatlamış, neşesi yerine gelmişti.
Yanına oturdum,
-Vehbi Bey, siz Türkiye'de özel sektörün kurucu adısınız. Bir kamulaştırmaya bel bağlamanız hoş karşılanmayacak. Ben olsam bu 2 milyar lirayı ya Kızılay'a ya da Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağışlardım, dedim.
Şöyle bir baktı bana, güldü,
-Mehmet Bey, sen hayatında 2 milyar lirayı bir kuruma bağışladın mı hiç, dedi.
Bugüne gelirsek.
Tayyip Erdoğan'la konuşsaydım
Başbakan Erdoğan'la karşı karşıya otursam, neler diyeceğimi biliyorum...
-Siz bugüne kadar uzlaşmayı, demokratikleşmeyi, sivilleşmeyi savundunuz. Ancak son konuşmalarınız çok sert ve uzlaşmasızlıklarla dolu. Üslubunuzu yumuşatmanızda sayısız yarar var.
Herhalde böyle şeyler söylerdim Erdoğan'a...
Acaba kendimi Erdoğan'ın yerine koysaydım bana ne tür cevaplar verirdi?
-Mehmet Bey, sen hayatında hiç iki defa genel seçim kazandıktan sonra üçüncü bir seçime de favori partinin lideri olarak gittin mi? Ben ana çizgimi koruyorum ama önümüzdeki seçimde söylemlerimle seçmen tabanımı da korumak durumundayım.
-Benim üslubum sert de, rakiplerim çok mu yumuşak ve mantıklı konuşuyorlar? Mesela Kılıçdaroğlu Galatasaray Stadı'nın halkın parasıyla yapıldığını yazmış Twitter'e. Bu halkın parasının geçmiş hükümetler döneminde nasıl pul edildiğini görmedik mi? Şimdi yol, baraj, stat, havaalanı, liman yapıyoruz halkın parasıyla. Eski dönemlerde bu halkın parasıyla memur maaşları zor verilirdi.
Bu çizgi uzar gider
Herhalde böyle cevaplar verirdi Başbakan bana...
Ama ben yine de bazı kelime ve kavramları kullanmasının, siyaseten yarardan çok zarar getirdiğinde ısrar ederdim.
-Sertlik sertlik doğurur... İktidardaki bir parti için sert değil uzlaşmacı ortamlar daha elverişlidir... İleride yeni bir anayasayı bu gergin ortamı sürdürerek yapmanız imkansız olacak, derdim.
Ama herhalde o da Vehbi Koç gibi davranır ve "Sen hiçbir iktidar partisinin lideri olarak seçime girdin mi" diye yeniden üstelerdi ilk cevabını...