Hammurabi Kanunları'ndan, Roma Hukuku'ndan beri bazı suçlar ebedidir, bazı suçlar da mevsimliktir.
Cinayet, hırsızlık, dolandırıcılık gibi fiiller her zaman suçtur.
Ama mesela bizde olduğu gibi mesela döviz yokluğundan kaynaklanan ekonomik kriz patlamışsa, "Fahiş fiyatla mal satmak" benzeri suçlar icat edilir. Böyle durumlarda "Milli Korunma Kanunu" benzeri yasalar çıkar.
Bunun gibi "Demokratlık" da mevsimlik olabilir bazıları için.
Eğer kişinin tuttuğu ve yandaşlığından çıkar sağladığı bir siyasal iktidar iş başındaysa, o iktidar ne yaparsa yapsın bu "Demokrasinin zaferi" olarak algılanır.
Diyelim ki ülkenin vesayetçi kurumları siyasete müdahale etmiş olsunlar.
Demokrasi ve çağdaş uygarlık
TBMM'de çoğunluğa sahip hükümet istifaya zorlanmakla kalmamış, bu çoğunluğu sağlayan siyasi partilerden biri de yine dışarıdan müdahale ile bölünmüş.
Milletvekili sayısı hükümet kurmaya yetmeyen bir partinin lideri başbakan olarak atanmış ve bölünen partinin milletvekilleri de bu hükümete güvenoyu vermişler.
Eğer bu yeni hükümet bazı medya sermayelerine devlet pastasından pay veriyorsa, mevsimlik demokrat yazarlar "İşte demokrasi ve çağdaş uygarlık" içerikli yorumlarla olaya yaklaşırlar.
Medya kartelinin kurulmasını, istenmeyen görüşlerin susturulmasını, yargının birilerini siyasi yasaklı kılmasını, andıçlarla yazarların hedef gösterilmesini doğal karşılarlar.
Devran dönerken
Sonra devran döner.
"Muhtar bile olamaz" denilen siyasetçiler halk oyu tarafından iktidara getirilir.
Susturulmuşların sesleri yeniden duyulur.
"Medya-Siyaset-Çıkar" sarmalı buharlaşıverir.
Bakarsınız bir anda mevsimlik demokratlar çiçek açmaya başlarlar.
"TBMM çoğunluğu demokrasinin tek kanıtı değildir" güfteli şarkılar duyarsınız.
Bu arada askerden gelecek seslere de kulaklarını dikerler ve elektronik muhtıraları alkışlarlar.
Halkın oyu ile seçilmiş iktidar partisinin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasına bel bağlarlar.
Geçmişte "Medya Karteli" kurmanın basın özgürlüğüne tecavüz etmekten farklı bir şey olmadığını görmezden gelenler, bu yeni dönemde basın özgürlüğünün avukatları kesilirler.
Liberallere kızarlar
Cumhurbaşkanı seçmek için oy kullanan milletvekillerinin iradeleri "Felakete kalkan eller" şeklinde nitelenir.
Darbe girişimcilerinin eylemleri değil, bunların yargı önüne gitmeleri hukuka aykırı görülür.
Bu tablo içinde mevsimlik olmayan demokratlara da çok kızarlar bu mevsimlik demokratlar.
Önce "Bu liberaller bu iktidarı neden destekliyor" içerikli tepkilerle yola çıkarlar.
Yeni iktidarın her alanda başlattığı demokratik açılımların desteklenmesini öfke ile izlerler.
Yeni iktidarın demokrasi, uzlaşma ve hoşgörü iklimine aykırı davranışları eleştirilince de "Liberallerle iktidarın arası açılıyor" diye bayram etmeye başlarlar.
Gecikmeli algılar
Bunlar böyledir.
Bu mevsimlik demokratlar, aslında mevsimleri de gecikmeli algıladıkları için, yakın geçmişte "Liboş" diye aşağıladıkları Liberal Demokrat dünya görüşünün evrensel ve ebedi bir insanlık anlayışı olduğunu görememişlerdir.
Şimdi de halkın çoğunluğunun oyları ile iktidar olan bir siyasi partinin, sadece Liberal Demokrat görüş sahiplerinin desteği ile ayakta durduğu yanılgısı içindedirler.
Bu şekilde yeni açılmış bir restoranı veya bir filmi eleştirmekle bir siyasi iktidarı eleştirmeyi birbirine karıştırarak mevsimlik faaliyetlerini sürdürürler.
Onların yol göstericisi demokrasinin ve özgürlüklerin ışığı değil, patronlarının çıkarlarıdır.